Eşinin acil serviste oksijen ünitesine bağlandığını anlatan Tolgay, aynı anda dostu Akay Cemal’in de hastanede olduğunu gördüğünü aktardı.
Tolgay’ın paylaşımı şöyle:
AKAY CEMAL DOSTUMUN VE BİZİM DURUMUMUMUZ HAKKINDA: Uykusuz ve son derece sıkıntılı bir gecenin daha sonunda paylaşmak istediklerim var…
Dün sabah solunum yetmezliğinden dolayı ciddi bir rahatsızlık geçirmekte olan eşimi, hastanenin vefakâr görevlilerinden, eşimin ağabey oğlu sevgili Timuçin Atakent’in duyarlı desteğiyle, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi acil servisine kaldırmak zorunda kaldım…
Oksijen ünitesine bağlanan ve tetkikleri başlatılan eşimin, o feci halinde bile dikkatini çekti… “Bak Akay Bey de burada” dedi… Gösterdiği yöne baktığımda Akay’ı salonun derinliğindeki bir yatakta yatırken gördüm… Başında oğlu vardı…
Koşarak yanına gittiğimde “Başıma bu da gelecekti yahu Tolgay… Beyin kanaması geçirmişim” dedi.. “Başını bir yere mi çarptın?.. Başın ağrıyor mu?” dedim.. “Yok öyle bir şey, ama sol yanımda omuzdan tabanıma dek bir uyuşma var… Doktor ellerimi ayaklarımı test etti, kullanabiliyorum” dedi ve ellerini ayaklarını hareket ettirerek performans gösterdi.. Konuşması düzgün, ama rengi soluktu… “Kalp sandım, meğer beyinmiş yahu Tolgay” dedi..
Oradaki ilgililere de sordum o andaki sağlık durumunu, onu tanımayanlara hakkında bilgi verdim bu arada. “Noroloji servisine kaldıracağız” dediler.. Tekrar Akay’ın yanına döndüm ve müşahedeye alınacağını, endişeli bir durumu görülmediğini söyledim..
“Bugün gazeteye de gidemedim” deyince telefonumdaki kişiler listesinde ilk sırada olan sevgili Aliye Özenci arkadaşımızı arayarak Akay’ın durumunu bildirdim… Sağlık durumu hakkında bilgi verdim…
Daha sonra eşinin de acil servise intikali ile onu tekerlekli sandalyeyle nöroloji servisine gönderdik…
Eşimin acil sağlık durumu nedeniyle yanına gidememenin üzüntüsünü yaşadım… Telefon açan arkadaşlara durumu bildiğim ve gördüğüm kadarıyla anlattım…
Sağlık Bakanımız Dr. Hakan Dinçyürek’in açıklamasından kadim dostumun durumunun endişe verici olmadığını öğrenmek beni sevindirdi…
Bizim durumumuza gelince… Kendisini telefonla aradığımızda ilgisini esirgemeyen, Gazimağusa’da olduğu halde telefonla servise gerekli ön bilgiyi veren Göğüs Hastalıkları Klinik Şefi Uzman Dr. değerli dostumuz Mustafa Akansoy’a, yakın ilgisini esirgemeyen Uzman Dr. Yağmur Aldağ’a, sevgili Timuçin’e ve acil servis görevlilerine ailece teşekkür ederiz…
Oradaki tetkiklerden sonra tavsiyeler ve yeni ilaç reçeteleri ile evimize döndük.. Bir hafa sonrası için bize randevu verdiler… bakalım ne olacak!..
Dostlarımla paylaşmak istediğim şu ki, eşimle birlikte yaşamımızın en sıkıntılı günlerindeyiz… Yaşam makinelerinden kliniğe dönüşen evimizde birlikte yaşam mücadelesi veriyoruz… Eşimin gittikçe bozulan sağlık durumu bizi çok zor koşullarda direnmeye zorluyor… Dostların duasına ihtiyacımız var gerçekten…
Nefes alamamanın ne dehşet bir şey olduğu gerçeğiyle eşimle birlikte, uykusuz ve dinlencesiz saatlerde yüzleşip duruyoruz… “Olmaya devlet cihanda sıhhat bir ‘nefes’ gibi” demiş Koca Sultan Süleyman…
Herkese en içten sağlık dileklerimi iletirim… Sağlığınızı hiç ihmal etmeyiniz dostlarım… SAĞLIK GİBİSİ YOKTUR…