Bazı sendikalar tarafından İnsan Hakları Platformu ismi altına yapılan ortak açıklamada “Başsavcılığı, bu davayı adil ve şeffaf bir şekilde çözmeye yönelik acil adımlar atmaya davet ediyoruz.  İfade ve basın özgürlüğüne karşı ciddi bir saldırı olan dava derhal geri çekilmelidir. Başsavcılık suçlamaları geri çekmiyorsa da duruşma daha fazla gecikmeden başlamalıdır. Ali Kişmir davasındaki süregelen belirsizlik, adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerini ciddi şekilde zedelemektedir.” denildi.

Açıklamanın, Ali Kişmir’in davasının, Savcılığın duruşmaya hazır olmaması gerekçesiyle bir kez daha ertelenmesi üzerine yapıldığı kaydedildi. Açıklamada, duruşmanın 14 Kasım 2024’e ertelendiği anımsatılarak, 2022 Şubat’ta yapılan suçlamaların üzerinden iki yıldan uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen, 6 Ekim 2023’te başlayan dava sürecinin, savcılığın hazırlıklarını tamamlayamaması nedeniyle sonuçlanamadığı kaydedildi.

Davanın Kuzey Kıbrıs’taki basın mensuplarına yönelik baskının sembolü haline geldiği öne sürülen açıklamada, dava açılmasının Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu, Birleşmiş Milletler, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu ve Sınır Tanımayan Gazeteciler gibi birçok uluslararası kuruluş tarafından sert tepkilerle karşılandığı kaydedildi.

Açıklamada, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve “Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme” gibi uluslararası insan hakları standartlarına göre, uzun süren ve tekrar eden yargılamaların, bir cezalandırma ve taciz biçimi olarak kabul edildiği belirtildi.

Kuzey Kıbrıs, WTM Londra 2024’te tanıtılıyor Kuzey Kıbrıs, WTM Londra 2024’te tanıtılıyor

Düşünceyi ve rahatsız edici dahi olsa ifadeyi, hapis cezası ile cezalandırmanın artık çağ dışı bir tedbir olduğu ifade edilen açıklamada, CTP tarafından meclise sunulan Ceza (Değişiklik) Yasası ve Askeri Suçlar ve Cezalar (Değişiklik) Yasası ile ilgili değişikliklerin derhal yasallaştırılması gerektiği kaydedildi.

Açıklamada, “Ali Kişmir’e yönelik davadaki sürekli ertelemeler, sadece AİHS’nin 6. maddesi ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlali değil, aynı zamanda basın özgürlüğüne yönelik doğrudan bir saldırıdır. Bu süreç, aynı zamanda oldukça yoğun olan mahkemeleri de boşuna meşgul ederek, adaletin sağlanmasında aksamalara yol açma riski taşımaktadır.” denildi.

İnsan Hakları Platformu ismi altında ortak açıklamada imzacı olarak yer alan örgütler şunlar:  KTÖS, EL-SEN, YKP, Basın-Sen, KT Gazeteciler Birliği, DAÜ-SEN, Bağımsızlık Yolu, KTOEÖS, KTAMS, Koop-Sen, ÇAĞ-SEN, TIP-İŞ, BES, CTP, BKP, TDP, Baraka, TÜRK-SEN.