Cumhurbaşkanı Tatar, 1978’den 1986’ya Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ni kabul etti Cumhurbaşkanı Tatar, 1978’den 1986’ya Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ni kabul etti

Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı Erhan Arıklı, “Türkiye’de sürekli olarak ‘Kıbrıs Filistinleşiyor’ diye yayın yapan bir gazetenin”, kendisi ile yaptığı bir röportajı, “cevapları beğenmediği” için yayınlamadığını açıkladı. Arıklı, ilgili gazetenin adını açıklamaktan kaçındı.

Arıklı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “İsraillilerin KKTC de büyük miktarda mal aldığını ve bu şekilde Kıbrıs’ı Filistin gibi ele geçirmek istediğini biliyoruz. Sizin bu konudaki görüşünüz ne?” sorusuna aşağıdaki yanıtı verdiğini duyurdu:

“Bu sonuca hangi veriye dayanarak ulaştınız? Bizim elimizde resmi makamlardan alınmış veriler var. Bu verilere baktığımızda böyle bir sonuç görmüyoruz. 2021-2024 arasında yabancıya 9408 Konut satılmış. İsrail vatandaşları toplam 611 adet konut almış. Bu İsrail vatandaşlarının bir çoğu da İsrail Pasaportu taşıyan ya Arap, ya da Hristiyan İsrailliler. Yabancı Konut alım sıralamasında İsrail, TC, AB, Rusya ve İran’dan sonra 5. Sırada. Bu da %6.49’a denk geliyor. AB Vatandaşları 2314 adet konut, Rusya vatandaşları 1196 adet konut satın alınca bir şey olmuyor da, İsrail vatandaşları 611 adet konut alınca mı Kıbrıs Filistinleşmiş oluyor?”

Arıklı, “Peki arazi satışında da durum böyle mi? Yahudilerin Avukatlar üzerinden büyük araziler kapattığı söyleniyor.” Iddiasına karşılık olarak ise “Bunu biz de duyuyoruz. Bunun gerçek olması halinde milli bir tehlike olabileceğinin de farkındayız” diye yanıt verdiğini açıklayarak şöyle devam ettiğini duyurdu:

“Bizim yasalarımıza göre yabancıya arazi satışı bir dönümle sınırlıdır. Kaldı ki gayri menkul alan yabancıya, tapu vermeden önce mutlaka güvenlik soruşturması yapılır. Bu soruşturmayı da biz yapmayız. Türkiye güvenlik makamları yapar. Avukatlar üzerinden sözleşme ile gayri menkul alan kişi ahmaklık yapar. Çünkü bunun tapuya dönmeyeceğini bilmesi gerekir. Bu sözleşmeler yasa gereği belli bir süre sonra tapuya çevrilmek zorunda. Biz buna izin vermeyiz. Bu konuda mevcut Hükümet en az sizin kadar hassas partilerden oluşuyor. İhtiyaç duyulması halinde bu konuda başka sert yasal önlemler de alabiliriz.”

“Peki bu dedikodular niye çıkıyor?” sorusuna verdiği yanıtta ise “bu propagandaların Rum-Yunan entelijansiyasının bir ürünü” olduğunu ileri sürdüğünü açıklayan YDP Genel Başkanı, “Son yıllarda KKTC de yabancıların konut alım oranı ve inşaat sektörünün ekonomimize ciddi bir katkı koyması, Rumları ciddi endişeye sevk etmişti” dediğini ve şöyle devam ettiğini açıkladı:

“Biliyorsunuz, inşaat sektörü 64 yan sektörü de sürükleyen lokomotif bir sektördür. Rumlar, hem KKTC Ekonomisinin gelişmesini hem de yabancıların KKTC’ye ilgisini azaltmak için, 5. kol eli ile ellerinde hiç bir veri olmadan Türkiye ve KKTC de; ‘Kıbrıs Filistinleşiyor’ diye kara bir propaganda başlatıp, bu konuda hassas olan milli ve mütedeyyin kesimleri ayağa kaldırdılar. Öte yandan da, KKTC de faaliyet gösteren müteahhit ve emlakçılardan bazılarını Güneyde tutuklayarak diğer müteahhit ve emlakçılara göz dağı verdiler.

‘Kıbrıs Filistinleşiyor’ propagandasının etkisinde kalan benim de üyesi olduğum Hükümet, arazi satışını önleyecek tedbirleri almak isterken büyük bir hata yaptı ve yabancıların konut satın almasının önünü tıkadı. Bu yasa ile sözleşme ile birden fazla konut alan yabancılara dedik ki, ‘sadece bir konutu elinde tut ve diğerlerini 6 ay içerisinde sat’. Bu durum, Güneydeki parasını bankalardan çekip gelip burada birden fazla konut alarak yatırım yapan yabancılarda, müthiş bir paniğe sebep oldu. O panikle ellerindeki malı sudan ucuz fiyatlarla satmaya çalıştılar. Derken müteahhitler zor durumda kaldı ve inşaat çalışmalarını durdurdular. Bu da hem inşaat sektörüne hizmet veren diğer yan sektörleri, hem de maliyemizi ciddi şekilde zora soktu. Kendi elimizle kendi ayağımıza sıkmış olduk böylece. Rumlar gelinen noktadan çok büyük bir zafer kazanmış oldular.”

Son olarak “Peki nasıl bir tedbir almayı düşünüyorsunuz?” sorusunu yanıtlayan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Arıklı’nın yanıtı ise şöyle oldu: “Ben tapu kayıtlarına dayanarak oluşturulmuş istatistiki verileri hem Anavatan Türkiye yetkililerine hem de ortaklarıma anlattım. Yabancıya konut satışının hiç bir tehlike arz etmediğini, satılan konutların işgal ettiği arazinin sadece 1804 dönüme denk geldiğini, (KKTC’nin sahip olduğu arazisi 2 milyon 507 bin dönümdür. Yabancıların aldığı konutların işgal ettiği arazi miktarı KKTC arazilerinin %0.07 denk gelmektedir) rakamlarla anlattım. Özetle dedim ki; biz, arazi satışı ile konut satışını birbirinden ayırmalı ve yabancıya arazi satışını şiddetle yasaklamalıyız. Ama diğer yandan yabacıya daire satışını ise serbest bırakmalıyız. KKTC ekonomisini ayağa kaldırmanın, bütçe açığını kapamanın ve TMK’ya kaynak yaratmanın tek yolu, yabancıya daire satışının önündeki engelleri kaldırmaktır.”