Orhan İsmailoğlu
– Aysu Hanım, sizi Kıbrıs’a getiren neydi?
Aslında tamamen dinlenmek ve kendime biraz zaman ayırmak istedim. İstanbul’da sürekli bir koşuşturma, bir stres hâli var. Buraya geldiğimde ilk hissettiğim şey huzurdu. Stres yok, trafik yok, kaos yok…
– “Kıbrıs beni güzelleştiriyor” dediniz, bunu biraz açar mısınız?
Evet, gerçekten öyle. İnsan burada hem ruhen hem bedenen dinleniyor. Sabahları denizin kokusuyla uyanmak, sahilde yürüyüş yapmak, tertemiz havayı solumak… Bunlar insana farklı bir enerji veriyor. İstanbul’da sürekli yorgun görünüyordum, burada ise cildim bile parladı. Kendimi daha sağlıklı, daha mutlu hissediyorum.
– Burada sizi en çok etkileyen ne oldu?
Deniz başlı başına büyüleyici ama beni en çok etkileyen şey insanların samimiyeti oldu. Burada herkes birbirine karşı çok içten. Yolda yürürken bile size gülümseyen, selam veren insanlar var. Bu, uzun zamandır özlediğim bir şeydi.
– Peki, burada kalma düşünceniz var mı?
Evet, olabilir. Belki tamamen yerleşmem ama uzun süreli kalmayı ciddi anlamda düşünüyorum. Burada hayat daha sakin, daha gerçek. Camia dediğimiz o yoğun, yorucu ortamdan biraz uzaklaşmak bana çok iyi geldi.
Son olarak Kıbrıs’a gelmeyi düşünenlere ne söylemek istersiniz?
Kesinlikle gelsinler. Burada sadece tatil yapmıyor, aynı zamanda ruhlarını da dinlendiriyorlar. Ben burayı çok sevdim, umarım daha uzun süre kalabilirim.






