Lefkoşa Belediye Orkestrası’ndan 9 Aralık’ta Kış Konseri
Lefkoşa Belediye Orkestrası’ndan 9 Aralık’ta Kış Konseri
İçeriği Görüntüle

Prof. Dr. Hasgüler, “Birleşik bir Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüşmedikçe, Avrupa pasaportu verme yetkisi Kuzey’de hiçbir makamın elinde değildir” diyerek, bu vaatlerin seçim döneminde halkın duygularını istismar eden popülist söylemler olduğunu belirtti.

“Kıbrıs Türkü’nün kaderi vaatlerle değil, uluslararası hukukla çizilir”

Uluslararası ilişkiler profesörü olan Hasgüler, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu anlaşmalarına dayanan statünün hâlâ geçerli olduğunu hatırlattı.
“1959-1960 Londra ve Zürih anlaşmaları Kıbrıs Türklerini kurucu ortak yaptı. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin temelinde Türk halkının imzası vardır. Bu yüzden, Kıbrıslı Türklerin statüsü sadece seçim meydanlarında verilen vaatlerle değişmez. Bu, uluslararası hukukla mümkündür.”
Prof. Dr. Hasgüler, pasaport tartışmalarını “halkı yanıltan bir söylem” olarak nitelendirdi:
“Bir aday çıkıp da ‘Avrupa Birliği pasaportu vereceğim’ diyemez. Çünkü bu yetki Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemen yetki alanına girer. Bu tür vaatler uluslararası hukukta geçersizdir. Kıbrıslı Türklerin mağduriyetini giderecek olan popülist sözler değil, diplomatik girişimlerdir.”

“Bu sözler 2004’teki hataların tekrarıdır”

Geçmişte Annan Planı referandumu sürecinde verilen sözlerin tutulmadığını anımsatan Hasgüler, sözlerine şöyle devam etti:
“2004’te Birleşmiş Milletler gözetiminde yapılan referandumda 46 bin Kıbrıslı Türk oy kullandı. ‘Evet’ diyenler ödüllendirilecek, izolasyonlar kalkacak denildi ama hiçbir söz tutulmadı. Şimdi yine aynı hatayı tekrarlıyorlar. Avrupa pasaportu dağıtmakla oy kazanılamaz.”

Hasgüler, 2004’ten sonra Kıbrıslı Türklerin serbest geçiş ve kimlik tanınması gibi temel haklar konusunda ilerleme kaydedilmediğini söyleyerek, “O dönemde Avrupa Birliği, ‘evet’ diyen Kıbrıslı Türklere söz verdi ama uygulamadı. Şimdi çıkıp yeniden ‘pasaport vereceğiz’ demek, halkın acı tecrübelerini hiçe saymaktır.” dedi