Günümüzde hızlı yaşam temposu, ekonomik belirsizlikler, toplumsal baskılar ve dijital yoğunluk gibi unsurlar bireyleri sürekli bir stres sarmalına itmektedir. Bu koşullar altında zihinsel faaliyetlerin durmaksızın sürmesi ve bedenin kronik gerginlik durumunda kalması, psikolojik sağlığı olumsuz etkilemektedir. Bu noktada doğayla temas kurmak, özellikle de denizle etkileşime geçmek, bireyin ruhsal iyilik hâlini desteklemek açısından önemli bir yöntem olarak öne çıkmaktadır.
Peki, denizle temas kurmak psikolojik sağlığı nasıl desteklemektedir?
Bu yalnızca romantik bir yaklaşım değil, aynı zamanda bilimsel verilerle de desteklenen bir olgudur. Uluslararası düzeyde gerçekleştirilen birçok araştırma, “mavi alanlar” (deniz, göl, nehir gibi su kenarları) ile temas kurmanın insan psikolojisi üzerinde iyileştirici etkiler oluşturduğunu ortaya koymaktadır. Örneğin, White ve arkadaşları tarafından 2019 yılında yürütülen ve 20.000’in üzerinde katılımcıyla gerçekleştirilen bir çalışmada, doğada haftada en az 120 dakika zaman geçirmenin hem fiziksel hem de ruhsal sağlık göstergelerini olumlu etkilediği saptanmıştır.
Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) tarafından yayımlanan bulgular ise doğayla temas kurmanın kortizol düzeyini azaltmakta, parasempatik sinir sistemini aktive ederek kalp ritmi ile kan basıncını dengelemekte olduğunu göstermektedir. Bu da doğayla temas etmenin yalnızca öznel bir iyi his yaratmakla kalmayıp, aynı zamanda objektif olarak ölçülebilir fizyolojik rahatlamayı da sağlamakta olduğunu göstermektedir.
Deniz kenarında sadece 10 dakika geçirmek bile:
- Zihinsel yorgunluğu azaltmakta, sürekli aktif olan beyni doğal ritim ve sessizlikle dinlendirmektedir.
- Solunum sistemini düzenlemek ve negatif iyonlarla hava kalitesini artırmak suretiyle rahatlama hissi yaratmaktadır.
- Uyku kalitesini artırmakta, gün batımı izlemek ve su sesi dinlemek melatonin hormonunun salgılanmasını tetiklemektedir.
- Anksiyete ve depresyon düzeylerini azaltmakta, mavi tonlar ve dalga sesleri sinir sistemini yatıştırmaktadır.
- Kendilik farkındalığını geliştirmek için uygun bir zemin hazırlamaktadır.
Deniz kenarında yürüyüş yapmak, çıplak ayakla kum üzerinde yürümek ya da sadece birkaç dakikalık nefes egzersizi eşliğinde dalga sesini dinlemek, bireyin psikolojik esenliğini desteklemek adına uygulanabilecek basit ancak etkili yöntemler arasında yer almaktadır.
Bu yazıyı okuyan herkese, bugünü doğayla kısa süreli de olsa temas kurarak değerlendirmeyi önermekteyim.
“Ruhun en çok suskun kaldığı yerde, denizin sesi konuşur.”