Maaş ödemesini “başarı” olarak görmediklerini vurgulayan Ataoğlu, asıl hedefin bu üç önemli kurumun geleceğini kurtarmak olduğunu söyledi. “Artık bugünü değil yarını konuşmalıyız” diyen Ataoğlu, kurumların tasfiye edileceği veya özelleştirileceği yönündeki iddiaları net bir dille yalanladı.
“Kurumlarımız halkımızın ve üreticimizin malıdır. Yaşatmakla kalmayıp geliştireceğiz” ifadelerini kullanan Ataoğlu, çalışanların gelecek kaygılarını anladıklarını, iş güvencelerinin korunması için hassas bir çalışma yürütüldüğünü söyledi.
Ataoğlu, “Biz kimsenin ekmeğiyle oynamayız, bilakis ekmeğini korumak için çalışırız” diyerek, alınacak kararlarda “en geniş fayda, en az zarar” prensibiyle hareket edeceklerini belirtti.
Mali disiplin ve verimliliğin artırılması için köklü reformlar planladıklarını açıklayan Ataoğlu, “İşi ehline bırakma” ve “Teknik kurumlarda teknik kadrolara öncelik verme” ilkelerine dikkat çekti.
Koop-Süt, Zirai Levazım ve Binboğa’nın geçmişte yakaladığı başarıyı hatırlatan Ataoğlu, 2016-2018 döneminde en yüksek kârlılığa ulaşıldığını ancak son yıllardaki yanlışların ağır sonuçlar doğurduğunu ifade etti.
“Kurumlarımızı çökerten eski anlayışı yıkmak için reformcu bir yaklaşımla hareket edeceğiz” diyen Ataoğlu, atacakları adımların bireysel değil toplumsal çıkarlara hizmet edeceğini vurguladı.
