Milli Mücadele Vakfı Başkanı Aziz Gülbahar, yayımladığı yeni yıl bildirisiyle 2025 yılını değerlendirdi, 2026 yılına ilişkin talep ve beklentilerini kamuoyuyla paylaştı. Gülbahar, geride kalan yılın Rum liderliğinin düşmanca politikaları, açık provokasyonları ve sistematik baskıları altında geçtiğini belirterek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemenliğinin tescili yönünde gereken adımların atılamadığını savundu.
Rum tarafının mülkiyet meselesini bahane ederek Kıbrıs Türk yatırımcılarına, iş insanlarına ve yabancı sermayeye yönelik başlattığı tutuklama ve dava süreçlerini “hukuk terörü” olarak niteleyen Gülbahar, bu girişimlerin amacının KKTC’yi ekonomik olarak çökertmek ve Kıbrıs Türk halkını siyasi teslimiyete zorlamak olduğunu ifade etti.
Rum yönetiminin 2025 yılı boyunca askeri gerilimi bilinçli şekilde artırdığına dikkat çeken Gülbahar, Ada’nın silahlandırılması, yabancı ülkelerle yapılan askeri anlaşmalar ve ortak tatbikatların, barış söyleminin arkasına gizlenmiş açık bir meydan okuma olduğunu kaydetti.
“Federasyon tamamen bitmiştir”
Gülbahar, Rum liderliğinin Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini inkâr etmeyi sürdürdüğünü, federasyon adı altında üniter devlet dayatmasının pervasızca dile getirildiğini belirtti. Bu anlayışın 1960 ortaklık ruhunu değil, 1963’ün dışlayıcı zihniyetini temsil ettiğini ifade eden Gülbahar, Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumun bu tablo karşısındaki sessizliğini “çifte standart” olarak değerlendirdi.
Gülbahar, 2025 yılının bir gerçeği tartışmasız biçimde ortaya koyduğunu vurgulayarak, “Federasyon tamamen bitmiştir. Rum tarafının Kıbrıs Türk halkını eşit ortak olarak görmeyi reddetmesi nedeniyle bu model çökmüş ve tarihin çöplüğüne atılmıştır” dedi.
“Tek gerçekçi çözüm iki egemen devlettir”
Milli Mücadele Vakfı olarak açıkça ilan ediyoruz diyen Gülbahar, Kıbrıs’ta tek gerçekçi, tek onurlu ve tek sürdürülebilir çözümün, iki egemen ve eşit uluslararası statüye sahip devlet temelinde çözüm olduğunu vurguladı. Bunun dışındaki tüm önerilerin Kıbrıs Türk halkı için kayıp, risk ve tehdit anlamına geldiğini ifade etti.
“2026 savunma değil, egemenliğin tescil yılı olmalıdır”
Gülbahar, 2026 yılına girerken beklentilerden değil, taleplerden söz edilmesi gerektiğini belirterek, KKTC’nin egemenliğinden asla taviz verilmemesi, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün tartışma konusu yapılmaması gerektiğini kaydetti. Rum liderliğiyle çözüm istemediği açık olan bir süreçte zaman kaybedilmemesi gerektiğini ifade eden Gülbahar, KKTC Cumhuriyet Meclisi’nin federasyonu çözüm modeli olmaktan çıkaran ve tanınmayı öngören kararlarının hayata geçirilmesini istedi.
Türk Devletleri Teşkilatı’na tam üyelik için kararlı bir diplomatik mücadele başlatılması çağrısında bulunan Gülbahar, Rum tarafının ekonomik, hukukî ve askerî saldırılarına karşı daha sert, daha kararlı ve daha görünür bir duruş sergilenmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye ile olan tarihî ve stratejik bağların güçlendirilmesini isteyen Gülbahar, garantörlük haklarına halel gelmeden bir Savunma İşbirliği Antlaşması imzalanması çağrısında da bulundu.
Gülbahar, iç sorunların devlet yapısına zarar verdiğini belirterek, bu sıkıntıların aşılması için herkesin sorumluluk alması gerektiğini ifade etti.






