Duayen Gazeteci Hasan Hastürer, künyesi, adresi olmayan, gazete ilkeleriyle alakası olmayan korsan yayınlara dikkat çekti.

İşte Hasan Hastürer’in yazısı:

Kıbrıs Türk basınının teknik olarak neredeyse tüm evrelerini yaşadım. 

1971 yılında Özker Yaşın’ın SAVAŞ Gazetesinde, gazeteciliğe ilk adımımı attığım zaman, yazıyı, haberi elimle yazar, dizgiciye verirdim. Kurşun eritilerek satır satır yazı dizilir sonra da metal tepsi gibi bir zeminde sayfa düzeniyle öteki haberlerle buluşturulurdu. 

Sayfa, baskı makinesine giderken, resmen sağlam iplikle bağlanırdı. 

Uzun yıllar sayfa bağlamak, sayfanın baskıya hazır hale getirilmesi için kullanıldı. 

Sonra daktilo ile yazdık. 

Bir sonrasında elektrikli daktilo kullandık. 

Ancak ofset baskı teknolojisi gelene kadar dizgi ve baskıda ilk teknoloji kullanıldı. 

***

Uzun uzun basında teknoloji yolculuğu yapmayacağım.

1989 sonlarında bilgisayarla buluşanlardanım. 

Dikkatinizi çekerim, bilgisayar vardı ama, internet yoktu. 

Faks, uzaktan yazı iletmede devrim gibiydi. 

Elektronik posta, e-mail 1994’lerde var oldu hayatımızda. 

[email protected] adresimle KKTC’de yedi numaralı elektronik posta kullanıcısıyım. 

***

Bir gün, basın yaşamımda yaşadıklarımı, seri olarak yazarım herhalde.

Doğu Demirkol Moe Açık Hava Sahnesinde Kahkaha Fırtınası Estirdi Doğu Demirkol Moe Açık Hava Sahnesinde Kahkaha Fırtınası Estirdi

Uzun yıllar, gazete ve gazeteci sayısı sayılı oldu, Kıbrıs Türk Toplumunda, ya da 1974 sonrası Kıbrıs Türk Federe Devleti ve KKTC’de. 

Kıbrıs sorunu ya da Kıbrıslı Rumlarla yaşadıklarımız nedeniyle MÜCADELE GAZETECİLİĞİ hep oldu. 

Köşe yazarlığı tarihimize baktığımızda müstear, farklı isimle makale yazanlar her dönemde vardır. Ancak merak eden herkes, o müstear isimli makalenin yazarını bildi. 

Kimse, gizli imzayla yazmayı, birilerine çirkin saldırı için kullanmadı, dersem yanılgı payım sınırlıdır. 

***

İnternet ya da dijital dönem geleneksel medya dışında yeni bir kulvar açılmasına imkan yarattı.

SOSYAL MEDYA, diye, herkesin anladığı ve kullandığı bir tanımlama çıktı.

Sosyal Medyayı, düşünce özgürlüğünün, daha kolay ifade olanağı bulması bakımından ilk günden başlayarak sempati ile karşıladım. 

Ancak sosyal medyadaki kimliksiz, sahipsiz, peçeli, her türlü yayını da endişe ile izliyorum. 

Künyesi, adresi, sahibi, yayın sorumlusu olan genelensek gazete, ya da internet gazetesi olarak da isimlendirebileceğim haber sitelerine de sözüm yok. 

***

Sözüm nerede başlıyor?

Sahibi bilinmeyen yayınlarda.

Uzunca bir süredir, gazete kılıklı ama gazete ilkeleriyle alakası olamayan KORSAN YAYINLARLA yüzleşiyoruz. 

Sahibi bilinen bir haber sitesi, sorgulamadan bunları, buradan ve Türkiye’den gazetelerin ön sayfalarıyla, aynı sıralamada okurlarla ya da internette tur atanlarla buluşturuyor. 

Dün saydım KKTC’de gazete manşetleri ya da gazetelerde bugün denilerek 44 ön sayfa görüntüsü servis ediliyor. 

Bunların ezici çoğunluğunun haber sitesi de yok. 

Yayınlanan PDF denilen, gazete ön sayfasına benzeyen, sayfaların bir yerinde, sahibi, yayın sorumlusu ya da adresi diye bir şey de yok.

… Ve bunların önemli kısmı, birilerinin reklamını, propagandasını yaparken, işretle birilerine saldırıyor.

Yarası olan gocunsun. 

Bu durum, Kıbrıs Türk basını ve düşünce dünyası için ciddi bir tehdittir. 

Sahibi ya da kaynağı bilinmeyen bu tür yayınları, varlığı meşru bir haber kaynağı dağıtırsa, suç işlemiş sayılmalıdır. 

***  

Korsan her türlü yayın, KKTC medyasına, düşünce dünyasına ve de KKTC’ye saygısızlık ve de saldırıdır.