Bunu hiç fark etmemiş olabilirsiniz ancak cildimizde trilyonlarca mikroorganizma yaşıyor ve cildi delmek ya da metal bir nesne sokmak (yani aslında küpe ya da piercing takmaktan söz ediyoruz) bu mikrobiyomda önemli bir değişim yaratıyor. Kanada'da bulunan McGill Üniversitesi'nden bir ekip, yerel bir dövme salonuyla ortaklaşa bir çalışma gerçekleştirerek kulaklarını deldiren 28 gönüllüden deri örnekleri topladı. Deri toplama işlemi delme işleminden önce başladı ve sonraki iki hafta boyunca katılımcılardan örnek toplamaya devam edildi.

Araştırmacılar, mikrobiyom ortamındaki -derinin şeklinden sıcaklığına kadar her şeyi değiştiren- ani değişimin yakınlarda yaşayan mikroorganizmaların yaşamlarını nasıl etkileyeceğine daha yakından bakmak istedi.

Mikroskobik canlılar için büyük felaket!

Bakteriler, ökaryotlar ve deriyi evi olarak gören diğer mikroskobik canlılar açısından bakıldığında, piercing, dev bir deprem veya meteor çarpması gibi felaket niteliğinde, kıyamet gibi bir olay! Ve bu argüman mikrobiyom analizinde de doğrulandı. Araştırmacılar, yayınladıkları makalelerinde şöyle diyor:

“Yeni piercing ortamının; kulak memesi derisinin delinmemiş bölümüne kıyasla, biyotik etkileşimlerin doğasında gözlemlenen temel farklılıkların yanında, zaman içinde daha fazla biyolojik çeşitlilik ve ekolojik karmaşıklıkla ilişkilendiğini keşfettik.”

Yaşanılabilir en iyi şehirler belli oldu! Listede İsrail detayı dikkat çekti Yaşanılabilir en iyi şehirler belli oldu! Listede İsrail detayı dikkat çekti

Araştırma ekibinin belirttiği üzere delme süreci cildin sterilizasyonuyla başlıyor, mikropların “yaşadığı zemin” etkili bir şekilde temizleniyor ve yeni bir mikrobiyal topluluğun hareket etmesi için yeni bir alan sağlanıyor.

Bundan sonra daha büyük bir biyolojik çeşitlilik ve ekolojik karmaşıklık gözlemlendi. Mikrobiyota açısından bu alanlar, koltuk altı veya burunda bulabileceğiniz diğer nemli cilt bölgeleriyle daha yakın bir benzerlik göstermeye başladı.
 

Staphylococcus epidermidis ve Cutibacterium aknes bakterilerinin özellikle piercing çevresinde yaygın olduğu görüldü. Her ikisi de potansiyel olarak tehlikeli ancak aynı noktada bir arada bulunduklarında da birbirlerini dengede tutma eğiliminde.

Hemen hemen her kültürde mevcut

Şunu da belirtmekte fayda var; elbette piercing yeni bir şey değil. Binlerce yıldır dünyanın hemen hemen her kültüründe varlığını sürdüren bir fenomen. Ancak bilim insanları ilk kez cilt yüzeyindeki en küçük yaşam formları için bu sürecin sonuçlarının neler olabileceğini yakından incelediler.

Vücudumuzdaki diğer birçok yerde olduğu gibi cilt mikrobiyomunun da bizi sağlıklı tutabilmesi için dikkatli bir şekilde dengede kalması gerek. Piercing işleminin sonuçlarını incelemek, bu dengeyi nasıl koruyacağımız konusunda daha fazla bilgi edinmemize yardımcı olabilir.

McGill Üniversitesi'nden biyolog Charles Xu, “Antropoloji ve sosyolojiden, piercing'lerin insanlara özgü ifade, kimlik ve aidiyet sembolü olduğunu biliyoruz” diyor ve ekliyor:

“Bu çalışma sayesinde, deriye uygulanan piercinglerin aynı zamanda ekosistemin kasıtlı olmadan, bu örnekte insan cildi olan ekolojik arazide bir kendi kendine mühendislik eylemi gerçekleştirdiğini de gösterdik.”