Beni bilen bilir, parmağımın arkasına hiç ama hiç saklanmadım, bundan sonra da saklanmaya hiç niyetim yok. Bazı dostlarım” sen hiç akıl koymayacak mısın?” diye soruyorlar. Valla öyle.

Ben yine bildiğim doğruları söyleyeyim de varsın yine beni kötü bilsinler.

Önce rahmetli babamın sağlık sorunları, sonrasında onu kaybetmek ve gerisinden gelen işler ile alakalı olarak son birkaç aydır Türkiye’de epey zaman geçirmek zorunda kaldım.

Türkiye Ekonomisi ile KKTC Ekonomisini bu süre içinde bizzat yaşayarak gördüm. Bir kere Türkiye’de Ekonomi diken üstünde diyebiliriz. Ana lokomotif İnşaat Sektörü bitme noktasına gelmiş.

Hani biz günlerdir konuşuyoruz ya Yabancıya Mal Satışı ile ilgili mecliste geçen yeni yasayı. Hah onu Türkiye bizden bir yıl önce yasallaştırmış. Ve sonuç tam bir çöküş.

Alanya’da Ruslar, Yalova’da Araplar artık daire satın almıyorlar. Hem de aylardır. İnşaat sektöründe “tık” yok. Müttehitler şu günlerde cepten yiyor sizin anlayacağınız.

İnşaat sektörünün 170'den fazla sektöre doğrudan ya da dolaylı etkisi ve katkısı var. Bu sektörde işler durunca ortaya çıkan tabloyu varın siz tahmin edin.

İnşaat sektörü ekonominin diğer sektörleriyle olan güçlü bağları nedeniyle, istihdam, gelir ve tasarrufta artışlar yaratır ve böylece kalkınma ve ekonomik büyümeyi teşvik eder.

KKTC’de son birkaç yıldır İnşaat Sektörü ekonominin ana lokomotifini taşıyan güç durumunda. Bu yasa ile bu sektör nasıl etkilenecek ilerleyen günlerde hep birlikte göreceğiz.

Ancak Türkiye’de benzeri yasalar nedeni ile sektörün Kırmızı Alarm verdiğini çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Umarız benzer bir duruma KKTC düşmez. Ama gördüğümüz kadarı ile ilgili yasada çok sıkıntılı düzenlemeler var.

Zaten zam üstüne zam yapılan ülkemizde ceplerimizi her gün boşaltırken şimdi bir de buna bir kriz eklenmesi işin tuzu biberi olacağı kanaatindeyim.

Gecen Cuma günü 38 lira olan kahveyi bu sabah 58 liraya aldım. 4 günde 20 lira zam geldi sadece kahveye.

Yeni asgari ücretin belirlenmesi ile birlikte iğneden ipliğe her şeye zam yansıyor şu birkaç günde.

İktidarı muhalefeti hep birlikte bu geminin içinde olduğumuzu unutmamız gerekiyor şu günlerde. İster Üstel, ister Taçoy isterse Erhürman olsun Başbakan, bu yapı ile bu gemiyi bu dalgalı denizde yüzdürmek hiçte kolay olmayacağı gün gibi ortada.

 

 

 

 

 

 

Rüşvet Ağını Bir Özel Kalem Yönetemez Rüşvet Ağını Bir Özel Kalem Yönetemez