KKTC’de Seçim Yarışı: Tatar mı, Erhürman mı ?

Abone Ol

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti siyasetinde yaklaşan seçimler, adeta yeni bir dönüm noktasının habercisi. Seçimlerin en güçlü iki ismi olarak Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın adı öne çıkıyor. Bu yarış, yalnızca iki adayın kişisel vizyonlarını değil; aynı zamanda Kıbrıs Türk toplumunun geleceğe bakışını da şekillendirecek.
Ersin Tatar, Türkiye ile tam uyumlu bir siyaset çizgisi sürdürerek “iki devletli çözüm” modelini güçlü bir şekilde savunuyor. Onun için seçim, mevcut politikalarını onaylatma ya da reddetme anlamına gelecek. Türkiye ile yakın ilişkileri korumayı, güvenlik ve istikrarı öncelikli mesele olarak görüyor. Bu yaklaşımı ve politikası bir birçok kesimden takdir alırken karşı görüşte olanlar ve özellikle Z kuşağının tabiri caizse umurunda bile değil. Ama Tatar’ın en büyük piarı ise her zaman gündemde olması ve Türkiye’de bulunan ulusal kanallarda yer alması. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Ersin Tatar’ı biliyor, tanıyor ve göz aşinalığı var.
Diğer tarafta Tufan Erhürman ise federal çözüm fikrine dayalı, daha uzlaşmacı bir politika vurgusu yapıyor. Erhürman, ekonomik sıkıntılar, gençlerin geleceğe dair umutsuzluğu ve demokrasi standartlarının yükseltilmesi gibi iç meseleleri ön plana çıkarmaya çalışıyor. Onun için seçim, “değişim” talebinin sandığa yansıması olabilir. Fakat geçmiş performansına bakıldığında, ne yazık ki Erhürman’ın da halka radikal ve somut bir çıkış sunduğu söylenemez. Federal çözüm söylemi kulağa hoş gelse de, masada muhatap bulamayan bu modelin pratikte karşılığı yok. İç politikada ise partisi uzun süredir muhalefette olmanın rehavetini üzerinden atabilmiş değil. Erhürman’ın bir de en büyük handikapı Türkiye’de tanınmıyor olması. Bunun bir handikap olduğunu düşünüyorum. Hatta kendi çizgisinde Türkiye’de olan partilerin liderleri bile ‘Erhürman Kim’ derse şaşırmam.
Seçimin kaderini, ekonomik sorunlardan bunalan geniş halk kesimlerinin talepleri ve özellikle genç seçmenin tercihleri belirleyecek. Bir yanda mevcut düzenin devamı, diğer yanda yeni bir umut arayışı… KKTC’de bu seçim, yalnızca bir cumhurbaşkanı seçmekten çok daha fazlası; toplumun yönünü tayin edecek tarihi bir dönemeç olacak.