Evli ve iki çocuk annesi Melek Dinçözden (53), topluluğun görünürlüğünü artırmak ve haklarını savunmak amacıyla siyaset sahnesine adım atmak istediğini belirterek, “Siyahi kadın olarak milletvekilliği için adaylığımı koymak istiyorum. Dünyada ve Türkiye’de var olduğumuzu dile getirmeyi arzuluyorum” dedi.
Afro-Türklerin bölgeye geliş hikâyesi, Osmanlı döneminde Mısır Valisi Abbas Hilmi Paşa’nın 1905’te Dalaman’a yaptığı ziyaretle başlıyor. Paşa’nın Sarsala Koyu’na hayran kalması üzerine bölgeye yol yaptırdığı, yol kenarlarına Mısır’dan getirilen okaliptüs ağaçlarının dikildiği biliniyor. Mülkiyeti 1874’te kendisine geçen Dalaman’daki arazilerde çalıştırılmak üzere ise çok sayıda Mısırlı ve Sudanlı işçinin bölgeye getirildiği aktarılıyor.
Yapım sürecindeki plan karışıklığı nedeniyle Dalaman’da inşa edilen ve “tren geçmeyen tek istasyon” olarak bilinen tarihi yapı da yine Afrika’dan getirilen işçilerin emeğiyle ortaya çıktı. Bugün Dalaman ve Ortaca’da yaşayan Afro-Türkler, bu işçilerin torunları olarak bölgedeki yaşamlarını sürdürüyor.
Atalarının hikâyesini Osmanlı arşivlerinden araştırdığını belirten Dinçözden, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Osmanlı arşivlerinden dedemizin isminin ‘Zahder’ olduğunu öğrendim. Daha önce bilseydim çocuklarıma bu ismi verirdim. Ortaca ve Dalaman’da yaklaşık 250-300 haneyiz. Sayımız 2 bini buluyor. Topluluğun ihtiyaçları için hazırladığım kapsamlı bir proje var. Yaşlıların barınması, temizliği, evlerinin boyanması ve sosyal destekleri gibi birçok başlık içeriyor. Bu projeyi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na sunacağım.”
Dinçözden, hem topluluğunun sorunlarını duyurmak hem de Afro-Türklerin Türkiye’deki varlığının bilinirliliğini artırmak için siyasi temsiliyetin önemli olduğunu vurguladı.