Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte ülkede “yeni bir dönem” başladığını söyleyen Öztabay, önceki
5.2 yılı “kaybedilmiş bir dönem” olarak nitelendirdi. TDP’nin geçen yıldan bu yana toplumun
ihtiyaçları ve beklentileri üzerine profesyonel destek ve bilimsel araştırmalarla kapsamlı analiz
yaptığını vurgulayan Öztabay, “Bu yeni dönemin mimarı, toplumun beklentisi Sayın Erhürman
yönündeydi. Hem hukukçu kimliği hem adalet ve demokrasiye bağlılığı nedeniyle bu dönemin
açılması için kendisinin desteklenmesi konusunda hemfikir olduk.” dedi.
Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın göreve gelir gelmez siyasi parti başkanlarını bir araya getirmesini
“demokrasinin enstrümanlarını yeniden işletmek” olarak değerlendiren Öztabay, hem Türkiye ziyareti
hem de Kıbrıs Cumhuriyeti ile yapılacak liderler toplantısı hakkında partilere bilgi verilmesinin son
derece önemli olduğunu vurguladı. TDP Genel Başkanı Zeki Çeler’in de bu toplantıda özellikle Türkiye
Cumhuriyeti’ne girişte sorun yaşayan ülkeye alınmayan yurttaşların akıbetinin aydınlatılması talebini
Cumhurbaşkanı’na ilettiğini hatırlattı.
Diplomasinin 5 yıldır fiilen durduğunu, bunun demokratik işleyişe zarar verdiğini söyleyen Öztabay,
Akıncı döneminde aktif olan iki toplumlu komitelerin ve istişare mekanizmalarının yeniden hayata
geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Siyasi eşitlik, kimlik ve pasaport işlemlerinde yaşanan sorunlar,
serbest dolaşımda uygulanan kısıtlamalar ve izolasyonlar gibi başlıkların da masada olması gerektiğini
belirterek, “Diplomasi siz küsseniz de durmaz; bir toplumun geleceğiyle ilgili gayeniz varsa o masadan
kaçamazsınız.” ifadelerini kullandı.
Güney’de yaşanan ve toplumsal gerginliğe yol açan faşizan eylemler ile sosyal medyadaki nefret
söylemlerine de değinen Öztabay, her iki toplumda da yanlış dili besleyen kesimler bulunduğunu,
buna karşı hem liderlerin hem de toplumun sorumluluğu olduğunu söyledi. “Beyin hizasında
tartışmak zorundayız.” diyen Öztabay, eleştirilerin ideolojik farklılıklara rağmen hakaret ve düşmanlık
üretmeden yapılması gerektiğini, kullanılan dilin toplumlar arası düşmanlığı tetiklememesi gerektiğini
vurguladı.
Ülkenin iç gündemine ilişkin değerlendirmelerinde ise Öztabay, mevcut hükümeti sert sözlerle
eleştirdi ve seçim tartışmaları için, “Bu erken seçim değil, geç kalmış bir seçim” ifadesini kullandı.
Kamu kurumlarında disiplinsizliğin arttığını, eğitim ve sağlıkta sorunların büyüdüğünü, trafikte
yaşanan kazalar ve okul taşımacılığında ortaya çıkan ihmallerin “sosyal hukuk devleti” ilkesinin kâğıt
üzerinde kaldığını gösterdiğini söyledi. Okul servisleriyle ilgili yaşanan ağır kazaları örnek vererek,
araçların teknik yeterliliği, şoförlerin ehliyet ve yetkinlik durumları ile gözetmenlerin yasal ve fiili
koşullarının şeffaf biçimde açıklanmasını talep etti.
Öztabay, ülkenin neredeyse bütün temel sorunlarının nüfusun bilinmemesiyle doğrudan bağlantılı
olduğuna dikkat çekti. Devletin acilen kapsamlı ve sağlıklı bir nüfus sayımı yapması gerektiğini
söyleyen Öztabay, “Biz bu sayımı ‘kaç Kıbrıslıyız’ diye değil; bu ülkede kaç kişi yaşıyor, kaçak çalışma
ne boyutta, kaç kadın şiddete uğruyor, kaç çocuk okuyamıyor, hangi hastalıklar öne çıkıyor, hangi
ilaca ihtiyacımız var, çevre ve yapılaşma baskısı ne durumda, bunları bilelim diye istiyoruz.” dedi.
Sağlıkta yoğunluk, eğitimde kalabalık sınıflar, trafikteki kaos ve ilaç krizlerinin, veriye dayalı planlama
yapılmadığı için çözülemediğini vurguladı.
İklim krizi ve çevre başlığını da “varoluşsal sorun” olarak tanımlayan Öztabay, yağış azlığı, kuraklık,
doğal kaynakların yönetimi, tarım ve hayvancılığın geleceği ile kentlerin betonlaşması gibi konularda
kapsamlı bir strateji eksikliği olduğunu söyledi. TDP’nin İklim Komisyonu’nun bu alanda uzun süredir
çalıştığını belirten Öztabay, yerel yönetimlerin, uzman biyolog ve çevre bilimcilerin, çevre
mühendislerinin ve akademisyenlerin katılımıyla kalıcı bir yapı kurulması gerektiğini, dünyadaki
örnekler gibi bir “İklim Bakanlığı” düzeyinde kurumsallaşmanın dahi gündeme alınabileceğini ifade
etti.
Öztabay, e-devlet ve veri altyapısının da doğru kurulamadığına dikkat çekerek, “İyi niyetle dahi
nüfusu tespit etmek ve buna göre plan yapmak için gerekli zemin oluşturulmadı. Kime hizmet
verildiği, kaç kişiye hitap edildiği bilinmeyen bir yerde eşitlik ve adaletten söz etmek çok zor.” dedi.
İlaç temininde yaşanan sıkıntıların, eğitimcilerin sokakta olmasının ve yurttaşın her adımda
güvensizlik hissetmesinin “istikrar” söylemini boşa düşürdüğünü savundu.
TDP’nin seçimlere hazır olduğunu vurgulayan Öztabay, parti komitelerinin yoğun biçimde çalıştığını,
hem kurumsal hem de bireysel olarak hukuksuzlukların takipçisi olduklarını söyledi. “Bu ülkede
aidiyet duygusu ciddi şekilde yıprandı ama buna rağmen insanlar hâlâ bir şeyleri değiştirebileceğimize
inanıyor.” diyen Öztabay, geç kalmış seçimin bir an önce yapılması gerektiğini, toplumun kaynaklarını
kendi menfaati için kullanmayacak, vizyonu nüfus sayımı ve uzun vadeli planlamaya dayalı bir
yönetim talep ettiğini ifade etti.
TDP’nin Meclis’te güçlü şekilde temsil edileceğine inandığını belirten Öztabay, “Siz nüfusunuzu
bilirseniz, planınızı öngörülebilir şekilde yapabilirsiniz. Biz hem partisel hem bireysel olarak bunun
önemini sürekli söylüyoruz. Geç kalmış seçimden sonra da doğru yerde, Meclis’te olup bu projeleri
hayata geçirmek istiyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.