Öztürkler mesajında, şehitlerin kanlarıyla yoğrulan bu toprakların, gazilerin fedakâr omuzlarında devletleştiğini ve yükseldiğini vurguladı. Öztürkler, Rumların, sözde görüşme masasında bulunduklarını ama arka planda her türlü siyasi, askerî ve ekonomik oyunun içinde olduklarını kaydederek, “Uyanık olacağız, aklı ve feraseti elden bırakmadan, asla kurulan tuzaklara düşmeyeceğiz.” dedi.
Öztürkler mesajına şöyle devam etti:
“Milletimizin iradesini yok saymak isteyenler, Türk halkının sarsılmaz kararlılığı ve çelikten siyasi duruşuyla karşılaştı. Bu irade dün nasıl göğsünü siper ederek durduysa bugün de dimdik ayaktadır. Hak ve haysiyet çizgisinden asla sapmadan yolumuza devam edeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.
Rum komşularımız en zor koşullar altında bizleri kendi öz vatanımızdan sürmek için soykırım yapmayı bile göze aldılar. Milletimiz, canı pahasına direndi, evini, toprağını, onurunu korudu. Bu topraklarda barışın, huzurun ve güvenin bedeli şehitlerimizin canıyla ödendi.
Bizim penceremizden bakıldığında İsrail–Yunanistan–Güney Kıbrıs üçlü iş birliği bölgesel güvenliği doğrudan tehdit eden bir unsur olarak öne çıkmaktadır. Bu ittifak, askeri tatbikatlar ve enerji güvenliği üzerinden şekillense de gerçekte Doğu Akdeniz’de Türkiye ve KKTC’nin haklarını sınırlandırmayı hedefleyen bir stratejiye dönüşmektedir. Böylesi bir tablo, sadece askeri dengeleri değil, siyasi ve ekonomik çıkarları da etkilemektedir. KKTC açısından mesele, yalnızca bir güvenlik sorunu değil aynı zamanda egemenlik ve varlık mücadelesinin devamıdır.
Çünkü bugün de aynı oyunun içindeler. Sözde görüşme masasındalar ama arka planda her türlü siyasi, askerî ve ekonomik oyunun içindeler. Uyanık olacağız, aklı ve feraseti elden bırakmadan, asla kurulan tuzaklara düşmeyeceğiz.
Kıbrıs Türk tarafı olarak hiçbir dönem görüşme masasından kaçmadık. Şu anda da Cumhurbaşkanı Sayın Erhürman görüşmeleri yürütüyor, bizler de süreci yakından takip ediyor ve gelişmeleri dikkatle izliyoruz. Meşru haklarımızı koruyarak, iletişimi sürdürerek ve caydırıcı kararlılığımızı muhafaza ederek yola devam ediyoruz.
İki devletli çözüm beklentimiz, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan tarafından dile getirildi. Bu duruş, bizlere bir kez daha yalnız olmadığımızı hissettirdi, siyasi gerçeklikle uyumlu, güvenlik ve egemenlik esaslı bir çözüm zeminine güç kattı.
Bu süreçte birlik, dirayet ve üretim gücü en büyük dayanağımızdır. Gençlerimizin eğitimi, ekonomimizin dayanıklılığı ve kurumlarımızın hukuka bağlılığı, her masada sözümüzü kuvvetlendirir. Şehitlerimizin emanetini, akılcı siyaset ve çalışkanlıkla geleceğe taşımak boynumuzun borcudur.
21 Aralık Şehitler Haftası vesilesiyle, tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyoruz. Rauf Denktaş ve Dr. Fazıl Küçük’ün önderliğini, Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan’ın tarihi kararlılığını saygıyla yâd ediyoruz. Aziz hatıraları önünde eğiliyor, bu davanın onurunu ve emaneti, nesiller boyu aynı inançla koruyacağımızı vurguluyoruz.”