Van’da kaybolduktan 19 gün sonra Van Gölü’nde cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölümüyle ilgili soruşturma, her geçen gün yeni detaylarla derinleşiyor.
Başlangıçta intihar olarak değerlendirilen olayda, Rojin’in bedeninde iki farklı erkeğe ait DNA örnekleri tespit edilmesi üzerine cinsel istismar ve cinayet şüphesi güçlendi.

Rojin’in Gizemli Kayboluşu
Üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş (23), 27 Eylül 2024 tarihinde Van’da kaldığı yurttan çıktıktan sonra bir daha geri dönmedi.
Güvenlik kamerası kayıtlarında, Rojin’in Van Gölü kıyısına doğru yürüdüğü görüldü.
19 gün sonra gölde bulunan cansız bedeni, Adli Tıp Kurumu tarafından incelendi.
İlk raporda ölüm nedeninin “suda boğulma” olduğu belirtilse de, Rojin’in göle neden ve nasıl girdiği belirlenemedi.
Adli Tıp Raporu Cinayet Şüphesini Güçlendirdi
Soruşturma kapsamında İstanbul Adli Tıp Kurumu Biyolojik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan yeni rapor, 10 Ekim’de dosyaya girdi.
Raporda, Rojin’in göğüs ve vajina iç bölgesinde iki farklı erkeğe ait DNA örneği tespit edildi.
Van Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden Avukat Zeynep Demir, DNA bulgularının cinsel istismar olasılığını kuvvetlendirdiğini belirtti.
Baro, daha önce hazırlanan Van ve Diyarbakır Adli Tıp raporlarının eksik ve hatalı olduğu gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
KKTC Bağlantılı Erkek Öğrencinin DNA’sı da Alındı
Soruşturmada dikkat çeken bir başka detay da, Rojin’in not defterinde yer alan bir isim oldu.
Savcılık, defterdeki notlar ve şifreler üzerinden Rojin’in e-posta hesabına ulaştı.
E-postalarda “flört düzeyinde” yazışmaların yer aldığı bir erkek öğrencinin ismi öne çıktı.
Bu kişinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde öğrenci olduğu tespit edildi.
Savcılık, söz konusu kişinin ifadesini alarak DNA örneklerini dosyaya ekledi.
Soruşturma kapsamında bu DNA örneklerinin karşılaştırma sonuçları henüz açıklanmadı.
Rojin’in Telefonu Şifresiyle Portekiz’e Gönderiliyor
Soruşturmanın en kritik unsurlarından biri de Rojin’in cep telefonu oldu.
Telefon, kaybolduğu günün ardından Van Gölü kıyısında bulunmuştu.
Adli bilişim uzmanları, Rojin’in telefonundaki verilerin şifreli olması nedeniyle çözüm sağlanamadığını, cihazın şifresinin kırılması için Portekiz’e gönderileceğini açıkladı.
Telefonun içinde video, mesaj veya not bulunması durumunda, olayın aydınlatılmasında büyük rol oynayacağı değerlendiriliyor.
Google Aramaları Dikkat Çekti
Savcılığın incelediği e-posta verilerinde, Rojin’in kaybolduğu gün olan 27 Eylül 2024’te yaptığı internet aramaları da dosyaya eklendi.
Genç kızın Google’da şu aramaları yaptığı tespit edildi:
-
“Ölen birinin bankadaki parası nasıl alınır?”
-
“Cennet ile ilgili ayetler nelerdir?”
-
“Cennet nasıl bir yerdir?”
-
“Otopsi nedir?”
-
“Mutlu olduğun yerde ol.”
-
“Cesetler nerede yıkanır?”
Bu aramalar, Rojin’in kaybolmadan önce psikolojik olarak çalkantılı bir ruh hali içinde olabileceği yorumlarına neden oldu.
Otopsiyi Yapanlar da İnceleniyor
Rojin’in bedeni üzerinde yapılan otopsi sırasında 79 sürüntü örneği alındı.
Van ve Diyarbakır Adli Tıp birimlerinde hazırlanan ilk raporlarda iki erkek DNA profili tespit edilince, dosya İstanbul’a gönderildi.
İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan son rapor, bu bulguları doğruladı.
Savcılık, DNA örneklerinin “bulaşma mı, yoksa temas sonucu mu” oluştuğunu netleştirmek için yeni inceleme başlattı.
Bu kapsamda 50’den fazla kişinin DNA örneği alındı.
Aralarında olay yeri inceleme ekipleri, cesedi taşıyan görevliler ve otopsiyi yapan uzmanların da bulunduğu bu kişilerle henüz eşleşme sağlanamadı.

Aile ve STK’lardan Adalet Çağrısı
Rojin’in babası Nizamettin Kabaiş, “Kızımın intihar etmediğini biliyorum. Bu bir cinayet. Gerçeklerin ortaya çıkması için mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
Van’da bir araya gelen 10 sivil toplum kuruluşu ise yaptıkları ortak açıklamada şu soruları yöneltti:“Rojin’in otopsisi sırasında yetkisi olmayan kişiler orada mıydı?
Rektör gerçekten otopsi odasına girdi mi?
Rojin’in bedenindeki DNA örnekleri kimlere ait?
Üniversite yönetimi ihmali olanlar hakkında işlem yaptı mı?”






