Memlekette At İzi İt İzine Karışmıştır, Bağımsız Gazetecilik Yaptığını İddia Eden Ağabey ve Kumarhane Patronunun Kanalı Buram Buram Federasyon Kokan Yayınlarında Yönlendirici Sorularla Vatandaşa Mikrofon Uzatıyor,
Havada karada dediği spiker soruyor.
-“Size göre domates fiyatlarının 200 TL olmasının sebebi nedir geçinebiliyor musunuz.”
Cevap
“Federasyon olsaydı pahalılık olmazdı.”
Bu cevapla anlıyorum ki 5. Kol Faaliyeti Muazzam Derecede Başarılı Olmuştur.
Sabahına Federasyoncu Cumhurbaşkanı Adayı TV’ye çıkıyor.
Pür Dikkat İzliyorum,
Anlatıyor, Anlattığının Tek Bir Yerinde Federasyon Yok !
“Federasyon” diyor, içerikte “Konfederasyon” anlatıyor. Yani İki Ayrı Devlet !!!
“Gevşek/desantralize federasyon” diyor, kurucu devletlere uluslararası anlaşma yetkisi, sayılı ortak yetki, işbirliği anlaşmaları vs. diyor.
Anlattığı ise Konfederal yetki setinin ta kendisi.
Adına federasyon diyor SOLCULARIN OYUNU ALIYOR,
İçeriğinde KONFEDERASYON ANLATIYOR, etiket başka, reçete başka.
Her Zamanki Gibi Siyaseten Çift Taraflı Oynuyor,
FEDERASYONCU ADAYA GÖRE SOLCULARIN OYU ZATEN ÇANTADA KEKLİK, KÜSKÜN UBP'LİLERİDE SİYASETEN KANDIRDIM MI TAMAMDIR BU İŞ DİYOR.
EKRANDA ÖZGÜVEN PATLAMASI YAŞIYOR, O KADAR Kİ SALLA GİTSİN, BEN SİYASETEN NE ANLATSAM BU HALK YUTAR DİYOR.
“Ortak yetkide birlikte karar” diyor, pazarlık gücünü kabul ettirmek için tek araç sunamıyor.
Deniz yetki alanı, enerji, güvenlikte “Siyasi Eşitlik” temelinde ortak karar iddiası vardır diyor, ama tıkanma halinde bağlayıcı tahkim, kriz halinde çözüm mimarisini söylemiyor.
Veto krizi kaçınılmazken “nasıl işleyecek?” sorusunu boşta bırakıyor.
“BM parametreleri tek çıkış” diyor, aynı nefeste “50 yıldır sonuç yok” diye kendide şikayet ediyor
541–550’ye yaslanıyor, ama “Atalet Üretir” dediği yapıdan hala sonuç bekliyor.
Hem “Değişmez Çerçeve”ye bağlılık ilan ediyor, hem “Sonuç Odaklı takvim” vaadi veriyor.
VALLAHİ SESLİ GÜLDÜM, SEÇMENİN AKLIYLA BU KADAR DALGA GEÇMEK ANCAK MUHALEFETE ÖZGÜ BİR DAVRANIŞ BİÇİMİDİR.
“Rum’a güvenmiyorum” diyor, sonra “samimiyse masadayım” diye şartı Rum’un keyfine bağlıyor.
Allah İyiliğini Versin Tufan Bey…
Kardeşim, Samimiyet yok diyorsan, masayı görünür kılmanın tekniği “kanıt rejimi + yaptırım ve teşvik” olmalı.
Sen ise “giderim, anlatırım” diyorsun. Kime Anlatacaksın, Araki Bulasın…
Diplomasi, anlatı değil, kaldıraç işidir.
“İki eşit kurucu devlet” diyor, “egemen eşitlik / eşit egemenlik” kavramlarını karıştırıyor.
Kendisi bile bu ikiliği eleştirirken, savunduğu model, “Tek Uluslararası Kişilik” gerektiriyor.
Yani Sayın Cumhurbaşkanımız Tatar’ın Söylediğini Söylüyor. Onun Tezine Geliyor.
"İzlerken, Sayın Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar'ın Siyaseten Kötü Bir Replikası ,Kopyası Gibi Duruyor."
Sayın Erhürman’nın sözü “eşitlik” üstüne, pratikte AB hukukunun üstünlüğü ve merkezi temsilde “pozitif oy” krizine bizzat Aday Olduğunu İlan Ediyor.
Beni Seçin, En İyi Şekilde Süreci Ben Kitlerim Diyor Özetle...
SEN NEYİ SÖYLEDİĞİNİ BİLE BİLMİYORSUN TUFAN BEY…
“Ekonomi güney’e kaydı” diyor, reçeteyi yine yıllardır işe yaramayan başlıklara bağlıyor.
Tufan Bey, Kapılar, Yeşil Hat, spor, tamam da, ama bunlar yıllardır bu konular Rum’un tek yanlı siyasi filtresinde değil mi !
Gerçek çözüm için karşılıklılık, koşullu paket ve üçüncü taraf tahkim gerekmiyor mu ! Söyleminde Yok !
Tufan Bey Hikayesine devam ediyor.
“TMK 2010’dan sonra sorgulanıyor” diyor, yine de “aynı BM rotasıyla hızlanır” iddiasını ortaya koyuyor.
Sorgulanan kurumsal mekanizma hız kesmişken, “federal çatı kurulsun, kendiliğinden işler” demek sadece temennidir.
Finansman, takvim, dava yükü yönetimi nerededir, yoktur.
Hikayeye devam ediyor.
“Türkiye garantörlüğü değişmez” diyor, AB odaklı federasyonun güvenlik mimarisini açmıyor.
Yani Aslında Beni Seçerseniz Avrupa Birliği Garantörlüğü Tartışmaya Açacak Diyemiyor.
Yani Aslında Beni Seçerseniz Amerika Birleşik Devletleri Türkiyenin Adadaki Askeri Varlığını Tartışmaya Açacak Diyemiyor.
GİZLİ AJANDASI BUDUR.
Garantörlük siyasi realite diyor, peki federal çatı AB normlarına girince güvenlik/üs/enterkonnekte denkleminde Türkiye’nin rolü nasıl “uyarlanacak”? İzah edemiyor.
“5 yıl masaya oturulmadı” diyor, yeni masa için “BM dört şartı teyit etsin” önkoşulu koyuyor.
Hay çok yaşa yine sesli güldüm.
Önce “ön şart değil” diyor, sonra fiilen ön şart koşuyor. “Ön şart değil, ama önce hepsi olsun” siyaseten ön şart değil mi ! Tufan Bey.
“Hidrokarbon ortak varlık” diyor, mevcut tek yanlı anlaşma zincirini çevirecek anahtarı sunamıyor.
“Görüşme masasında görünür kılmak” çözmez diyor, mevcut sözleşmelerin revizyonu ve üçüncü tarafın rızası gerekir diyor. Bu da bağlayıcı enerji tahkim anlaşması istiyor.
Hala BM’den ve yalancı Avrupa’dan, Hani Bir Evetle Bizi Dünyaya Bağlayanlardan medet umuyor…
Makarios Druşotis'in Bilgi, Belge ve Evraklarıyla Kitaplarında Sunduğu, Rum Tarafının Gırtlağına Kadar Rüşvet, İrtikap, Yolsuzluk, Haksız Kazanç İçine Batmışken, Savcılarının Aracına Bomba Yerleştirilip, İngiliz Turistlere Toplu Tecavüz Edilirken, Sahi Sayın Erhürman Siz Bizi Kim İle Birleştirecektiniz !
Sayın Tufan Erhürman siyaseten yalan üstüne yalan atmaya devam ediyorsun, çelişki üstüne çelişki yaratıyorsun...
Seçmenin Kafasını Çorba Ettin, Ben En İyisi Yine Ne Dediği Belli Olan Kişiyi Sayın Ersin Tatar'ı Seçmeye Devam Edeyim. Teşekkür Ederim.