Hızla büyüyen kariyeriyle adından söz ettiren Öktem, modelliğe başlama hikâyesinden sektöre bakış açısına kadar merak edilenleri anlattı.
Sıla Öktem’in samimi açıklamaları, hem genç modellerin hem de moda dünyasıyla ilgilenenlerin ilgisini çekecek türden…
“Her şey kendiliğinden gelişti”
Modelliğe nasıl başladığını anlatan Sıla Öktem, bu yolculuğun planlı değil tamamen doğal geliştiğini vurguladı:
“Fotoğraf çekilmeyi her zaman çok seviyordum. Çevremden sürekli modelliğe uygun olduğuma dair yorumlar geliyordu. Bir gün cesaret edip ilk çekimimi yaptım ve devamı kendiliğinden geldi. O gün benim için bir başlangıç oldu.”
“Bir modeli ayıran en önemli şey duruşu”
Moda dünyasında rekabetin yüksek olduğunu söyleyen güzel model, bir modeli öne çıkaran unsurun yalnızca fiziksel özellikler olmadığını belirtti:
“Bence bir modeli diğerlerinden ayıran en önemli şey duruşu. Sadece yüz ya da vücut tek başına yeterli değil. Sahneye ya da kameraya çıktığında insanlara enerji geçirebilmek, kendine özgü bir hava taşımak çok belirleyici.”
Formunu katı kurallarla değil, dengeyle koruyor
Güzelliğiyle olduğu kadar fit görüntüsüyle de dikkat çeken Sıla Öktem, formunu çok katı kurallar olmadan koruduğunu söyledi:
“Aşırı katı bir rejim yapmıyorum. Dengeli beslenmeye dikkat ediyorum; şeker ve paketli gıdaları azaltıyorum. Haftada birkaç gün mutlaka spor yapıyorum. Vücudumu zorlamadan, iyi hissettirecek bir rutindeyim.”
“En zorlayan şey, sürekli en iyi halinde olma baskısı”
Moda dünyasının yoğun temposuna değinen Öktem, en çok zorlayan şeyin fiziksel değil, psikolojik baskı olduğunu ifade etti:
“Yoğun tempo ve sürekli en iyi halini koruma baskısı bazen yorucu olabiliyor. Ama işimi sevdiğim için hızlı toparlıyorum. Kameranın karşısına geçtiğimde tüm yorgunluk gidiyor.”
Unutamadığı çekim: İlk profesyonel başlangıç
Öktem, kariyerinin dönüm noktalarından birinin ilk profesyonel çekimi olduğunu söyledi:
“O gün çok heyecanlıydım ama ortaya çıkan sonuç beni inanılmaz motive etti. Modelliğe devam etme kararımı o çekimle pekiştirdim.”
“Sosyal medyadaki kusursuzluk gerçeği yansıtmıyor”
Günümüzde sosyal medyanın yarattığı baskılara da değinen Öktem, kusursuzluk algısının sahte olduğunu vurgulayarak gençlere önemli bir mesaj verdi:
“Sosyal medyada gördüğümüz kusursuzluk algısı gerçekçilikten çok uzak. Kimsenin hayatı ya da görüntüsü oradaki kadar mükemmel değil. Filtreler, açı oyunları, seçilmiş anlar… Hepsi bir algı. Asıl güzellik doğallıkta.”
“Kamera karşısında daha özgürüm”
Son olarak podyum mu yoksa kamera karşısı mı sorusunu yanıtlayan güzel model, fotomodelliğin kendisine daha çok uyduğunu söyledi:
“Kendimi fotomodelliğe daha uygun hissediyorum, bu yüzden kamera karşısında daha rahatım. Ama podyumun da bambaşka bir enerjisi var. İkisi de farklı heyecanlar yaşatıyor.”