Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili Hasan Taçoy, 19 Ekim’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Genç TV’de Haluk Yerli’nin programına katılan Taçoy, seçimin yalnızca adaylar arasında değil, aynı zamanda ülkenin iki köklü partisi olan UBP ve CTP arasında bir yarış olduğunu söyledi.
Taçoy'un açıklamasının tamamı şöyle:
“Tek Devletliliğin Orijinali Varken Yan Sanayisini Tartışmam”
19 Ekim’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde yalnızca adaylar değil, aynı zamanda ülkemizin iki köklü partisi yarışacak. Bu yarış sadece bireyler arasında değil, düşünce yapıları, ilkeler ve politikalar arasında da yaşanıyor. Genç TV’de Haluk Yerli’nin programına katıldım ve bu yarışın hangi düzeylerde gerçekleştiğini detaylıca anlattım.
Bu seçim, sadece “Ersin Tatar mı, Tufan Erhürman mı?” sorusunun cevabını değil; aynı zamanda “UBP mi, CTP mi?”, “AB’ye yakınlık mı, Türkiye ile tam uyum mu?”, “İki devletlilik mi, federasyon mu?”, “İlkesel duruşlar mı?” gibi birçok temel meselenin de yanıtını verecek.
Federasyon tartışmaları yeniden gündeme geliyor. Ben net konuşuyorum: Eğer iki devletliliği tartışacaksak, orijinalini tartışalım. Piyasada bir ürün varsa, kimse yan sanayi ürününe yönelmez. Gerçek olanı, orijinal olanı konuşmak gerekir. Son dönemde yaşanan gelişmeler, Kıbrıs adasının konjonktürünü değiştirdi. Yeni şartlara göre düşünmek, pozisyon almak zorundayız.
Kıbrıs Türkü, en az Rumlar kadar bu adada söz sahibidir. Kıbrıs Cumhuriyeti modeli, 1963’te çökmüştür ve hâlâ o başarısızlık devam etmektedir. Federasyon temelinde yapılan onlarca görüşme sonuçsuz kaldı. Bu yüzden, artık iki devletli çözüm temelinde bir siyaset üretildi ve bu politika Anavatan Türkiye tarafından da desteklendi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu konuda oybirliğiyle karar almıştır. Hangi parti gelirse gelsin, hangi siyasetçi olursa olsun, Türkiye’de iki devletli siyaset artık bir meclis kararıdır. Bu yaklaşım Sayın Ersin Tatar tarafından net biçimde ortaya konmuştur ve desteklenmiştir. Bu, artık bir milli görüştür.
Burada asıl sorgulanması gereken şudur: Erhürman seçilirse hangi politikayı izleyecek? Türkiye ile uyumlu hareket ederse, partisi onun arkasında duracak mı? Elbette hayır. Ortada kalacak. Daha önce Sayın Talat’ın söylediği gibi: “Partim beni yalnız bıraktı.” Bu sözü hâlâ unutmadım. Tarih tekerrürden ibaret olmasın.