Sayın Tufan Erhürman’ın gazetecilerle yaptığı mülakat , teknik detaylara boğulmuş, akademik düzeyde sıkıcı ve kendi içinde çelişkilerle dolu bir görüntü sundu.
Ancak en çarpıcı nokta, İsrail Devletine ve İsrail’in bölgedeki görünmez gücü olan Unit 8200 konusuna hiç değinmemesi oldu.
Bir Bölümü 2025 Ocak Ayı İtibariyle Larnaka’ya Yerleşmesi Devam Eden Unit 8200, İsrail’in siber istihbarat dünyasındaki en güçlü ve bilinen yapılanmasıdır.
An İtibariyle İsrail’in Bu Elit İstihbarat Birimi, Rum Tarafının Tüm Kara, Hava ve Deniz Sahasını, Devlet Yazışmalarını Takip Etmektedir.
Pardon Sayın Erhürman, Siz Hangi Devletle “Federasyon” Kuracaktınız !
İsrail Savunma Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren bu elit birim, Kıbrıs Cumhuriyetinin elektronik istihbarat ve siber güvenlik operasyonlarının kalbine yerleşmiştir.
Sinyal istihbaratı, şifre çözme, elektronik gözetim, yapay zekâ tabanlı tehdit analizi gibi alanlarda uzmanlaşmış durumdadır.
İsrail, en yetenekli gençlerini erken yaşlardan itibaren bu alana yönlendirmekte, askerlik sonrası bu gençler teknoloji şirketleri kurarak küresel arenada adından söz ettirmektedir.
Bugün dünyadaki birçok unicorn şirketin kurucuları, Unit 8200 geçmişine sahip isimlerdir. Bu durum, İsrail’i “SİBER SÜPER GÜÇ” haline getirmiştir.
KKTC açısından bu gelişmeler ne anlama geliyor?
Doğu Akdeniz’de kritik bir jeopolitik konuma sahip olan KKTC, yalnızca askeri tehditlerle değil, siber saldırılar ve dijital propaganda yöntemleriyle de muazzam şekilde karşı karşıyadır.
Güney Kıbrıs ve Yunanistan, sürekli olarak dijital alanda KKTC’yi hedef almaktadır. Dolayısıyla KKTC’nin, Unit 8200 benzeri bir yapılanmaya acil şekilde ihtiyaç duyduğu açıktır.
Eğitim ve insan kaynağı bu noktada kritik öneme sahiptir. İsrail modeli, en parlak gençlerin erken yaşta teknolojiye yönlendirilmesi üzerine kuruludur.
KKTC de üniversiteleri ve devlet politikaları aracılığıyla, bilişim ve siber güvenlikte yetenekli gençlerini keşfetmeli, onları ivedilikle ulusal stratejilere entegre etmelidir.
Ekonomik açıdan bakıldığında da dijital sektör büyük fırsatlar barındırır. Küçük ölçekli bir ekonomi olan KKTC, yazılım, algoritma geliştirme, yapay zekâ çözümleri gibi alanlarda büyük yatırımlar gerekmeksizin dünya pazarlarına açılabilir.
İsrail’in bu konuda yakaladığı başarı, örnek alınması gereken bir modeldir.
Uluslararası işbirliği boyutu da unutulmamalıdır. KKTC diplomatik izolasyonlar nedeniyle küresel alanda sınırlı hareket edebilse de, siber güvenlik alanı sınırların ötesinde en açık işbirliği alanlarından biridir.
Türkiye başta olmak üzere Türk Devletleri Teşkilatı ile ortak bir “SİBER GÜVENLİK AKADEMİSİ” kurmak, KKTC’nin hem kapasitesini artıracak hem de diplomatik sahada yeni köprüler kurmasını sağlayacaktır.
Son olarak, siber güvenlik doğrudan caydırıcılıkla ilgilidir.
Modern savaşlar yalnızca tank ve uçaklarla değil, bilgiyle kazanılmaktadır.
HER PLATFORMDA BELİRTİYORUM BİZİM OKUYAN, ARAŞTIRAN, ÇÖZÜM SUNAN “VİZYONER SİYASETÇİLERE” İHTİYACIMIZ VAR.
KKTC’nin siber savunma kapasitesini güçlendirmesi, hem varlığını koruması hem de hasımlarını caydırması açısından hayati öneme sahiptir.
Kısacası, sayın Erhürman’ın röportajında görmezden geldiği “büyük resim” İsrail’in tüm gücüyle adamızı istihbarati olarak çekip çevrelemesidir.
Sayın Erhürman bunu bilerek ve isteyerek dile getirmemiştir, getirmemektedir.
Bugün Rum Tarafının ABD ve İsrail’e Devletini Teslim Etmesi ve İçine Düştüğü Çıkmaz Hepimizin Malumudur
Sayın 2. Cumhurbaşkanımız Mehmet Ali Talat’ın Crans Montana Sürecinde İsrail Devlet Başkanı Netenyahu’nun Dönemin Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis’e Söylediği Sözleri Tekrar Hatırlayalım.
Kısaca Tufan bey bize siyaseten hayal pazarlamayı ve cambaza bakın demeyi artık bıraksın.
Ey Kıbrıs Türkü, Gözümüzü Dört Açalım ve Seçimlerde Kararımızı Geçmişine Yönelik Yaşanmışlıklarla ve Ferasetle Verelim.
Saygılarımla.