Yıllardır Kuzey Kıbrıs gecelerinde, özellikle de Lefkoşa'dan Girne’ye, Mağusa’dan Güzelyurt’a uzanan sahne yolculuğunda iz bırakan Yahya Erenköy, geçtiğimiz gece Fogo sahnesinde adeta bir müzik resitali sundu. Ama bu kelimeleri yazarken sıradan bir “üç saatlik konser” izlenimi vermek istemem. Çünkü bu, sadece bir konser değildi. Bu, içtenliğin, müziğe sadakatin, duygunun ve sahne duruşunun seyirciyle buluştuğu özel bir akşamdı.
Üç Saatlik Sahne, Bir Ömürlük Huzur
Üç saat sahnede kalmak kolay iş değil. Hele her şarkıyı hakkıyla söylemek, sesi kadar ruhunu da ortaya koymak bambaşka bir maharet ister. Yahya Erenköy, tam da bunu yapıyor. “Şarkıyı söylüyor” demek haksızlık olur, çünkü o her şarkıyı yaşıyor. Dinleyenler, bir aşk şarkısında hüzünleniyor, bir oyun havasında neşeleniyor, bir arabesk ezgide geçmişe gidiyor.
Birçok sanatçının düştüğü tuzak, repertuvarı ezberleyip, görev icabı sahneye çıkmak. Oysa Yahya Erenköy için sahne, görev değil; adeta bir ibadet. Şarkı söylerken gözlerini kapatışındaki içtenlik, mikrofonu tutuşundaki sakinlik, seyirciyle kurduğu göz teması… Her biri yılların deneyiminin, ama daha önemlisi kalpten gelen duyguların bir yansıması.
Mütevazılık Onu Sahici Kılıyor
Sanatın en büyük düşmanı egodur. Ne yazık ki, şöhreti hafife alan değil, şöhretin ağırlığı altında ezilen birçok isim var bu coğrafyada. Ama Yahya Erenköy, mütevazılığıyla bu zinciri kıranlardan. Kulisten sahneye, selamlaşmasından teşekkür edişine kadar her hareketinde kibir değil, zarafet taşıyor. Belki de onu bu kadar özel yapan, o şarkıların sahici bir sesle değil, sahici bir kalple söylenmesi…
Seyirciyle arasına mesafe koymayan, onların gözlerinin içine bakarak söyleyen, alkışı saygıyla kabul eden bir sanatçı portresi var karşımızda. Bu, bugünün dünyasında zor bulunan bir duruş. Herkesin görünür olmaya çalıştığı bir çağda, Yahya Erenköy “hissedilir” olmayı seçmiş bir sanatçı. Ve bu tercih, onu sıradan sahne insanlarından ayırıyor.
Kıbrıs Gecelerinde Bir Yahya Erenköy Klasiği
Kıbrıs’ın gece hayatı her zaman hareketlidir, ama içtenlik başka bir şeydir. Fogo sahnesinde o gece Yahya Erenköy’ü dinleyenler, sahneye değil, bir ruha tanıklık ettiler. Çünkü o, sadece bir şarkıcı değil. O, müziğiyle hayatı anlatan, sesiyle duyguları tercüme eden, içtenliğiyle yüreklere dokunan bir ozan…
Yahya Erenköy’ü izlemek, sadece kulaklara değil, yüreğe hitap eden bir deneyim. Ve bu yüzden her sahnesi bir başka güzeldir.
Kim ne derse desin, Yahya Erenköy artık sadece sahnelerin değil, Kıbrıs gecelerinin değişmez bir klasiği… Ve iyi ki öyle.Y