ÖZEL HABER/DİLAN GÖLBAŞI
Bu kapsamda hayata geçirilmesi planlanan EastMed Boru Hattı Projesi ve Doğu Akdeniz Gaz Forumu, İsrail’in enerji ihracatını Avrupa’ya ulaştırma stratejisinin temel taşları olurken, aynı zamanda bölgesel nüfuzunu artırma hamleleri olarak değerlendiriliyor. Ancak süreçte en dikkat çeken gelişme, İsrail ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında artan yakın iş birliği oldu. 2010’da imzalanan Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmasıyla başlayan bu ortaklık, zamanla enerjiyle sınırlı kalmayıp askeri ve istihbari alanlara da yayıldı.
Rum Havalimanları İsrail’e Emanet
İki ülke son yıllarda art arda ortak askeri tatbikatlara imza atarken, savunma sanayi iş birliklerini derinleştiriyor. İsrail'in Demir Kubbe gibi gelişmiş hava savunma sistemlerine yönelik satışları gündemdeyken, Şubat ayında yaşanan bir gelişme ise bölgede yeni tartışmaları tetikledi.Larnaka ve Baf havaalanlarının güvenliği, Rum yönetimi tarafından İsrail istihbaratına devredildi. Rum basınında geniş yankı uyandıran bu karar, “egemenliğin devri” şeklinde yorumlandı ve muhalefet tarafından sert şekilde eleştirildi.
KKTC ve Türkiye Enerji Masasının Dışında Bırakılıyor
Uzmanlara göre bu ittifak, sadece enerji değil, bölgesel güvenlik politikalarını da yeniden tanımlıyor. ABD’nin GKRY’ye yönelik silah ambargosunu kaldırmasının ardından, İngiliz üsleriyle birlikte Rum topraklarının İsrail’in askeri ve lojistik ihtiyaçlarına açılması dikkat çekiyor. Türkiye ve KKTC’nin dışlandığı bu denklem, Doğu Akdeniz’de uzun süredir savunulan barış ve iş birliği söylemlerini zayıflatırken, bölgeyi daha kırılgan bir güvenlik yapısıyla karşı karşıya bırakıyor.
