Yapılan olumsuz propagandalara lütfen kanmayınız.

25 Haziran’daki seçimi sadece tek bir koltuk için olduğundan küçümseyenler, önemsiz göstermeye çalışanlar var.

Gerekçe olarak da meclis artimetiğinin değişmeyecek olmasıymış.

Sanki de her şey aritmetik üzerine kuruluymuş gibi bir gerekçe.

Evet, doğrudur, aritmetik değişmeyecek.

Partiler arasındaki dengeye bir etkisi olmayacak.

Ama her şey bundan ibaret değil.

Meclis ya da diğer adıyla parlamento sadece hükümet kurma ya da bozma dengelerinden ibaret olamaz.

Öyle de değil zaten.

Oradaki her bireyin bir değeri vardır.

Oradaki her vekil gün gelir tek başına bir halkı uyandırır.

Bu nedenle de ben 25 Haziran’daki seçime büyük önem vermekteyim.

Oraya gidecek o tek kişi belki de yeri gelecek ve bu topluma ışık tutacaktır.

Yaptıklarıyla ve yapmadıklarıyla, söyledikleriyle ve söylemedikleriyle yapabileceği o kadar çok şey var ki..!

İyi düşünmek gerek.

Ama ondan önemlisi gidip oy vermek gerek.

Boykot falan boş işler.

Siyaset yapmadan siyaset yapma kafası.

Siyasette boykot bence çok da işe yarayan bir yöntem değil.

Nokta.

Seçeceğimiz o 1 kişi için iyi düşünmeli ve bunu hak eden, bizi en iyi şekilde temsil edeceğine inandığımız kişiyi seçmeliyiz.

Seçmeliyiz...

İşin özü budur.

Seçmen olarak seçme görevimizi doğru yapalım.

Seçelim.

Kriterler koyalım ve o kriterlere uyalım.

Belki de öyle birisini seçeriz ki hem şimdiki yapıya hem de bundan sonrasına örnek olur..

Bunu unutmayalım...