Şu an sabahın 5’i…

1 haftadır köşe yazılarımı sizlerle paylaşamıyorum…

Minik bir kalple, yaşama alışma sürecindeyiz…

7 kat kesilirsin de yine de nasıl ayağa kalkarsın diye düşündüğüm…

Ağrılarına rağmen, nasıl bu kadar çabalarsın…

Oluyormuş….

Ameliyathanede, ağlayan bebeği yanağınıza koydukları an; sustuğuna şahit olduğunuz o an oluyormuş….

Sıcacık…

37 dereceden geliyormuş…

O kadar savunmasız ki…

O kadar masum….

Güzel bir hayat hazırlamak için canla, başla uğraşıyorsun ilk günden…

Değişik duygular hissediyorsun…

Zaman zaman sen de yabancılaşıyorsun Dünya’ya…

Deneyim diyorlar ya…

Deneyimin ne olduğunu iliklerine kadar hissediyorsun…

Kokuyorsun bir yandan…

Ellerinde bir hayat…

Çok yorgunsun, uykusuz…

Dudaklarını büzüp, gülüyor ya size, nasıl rahatlıyorsun…

Sevginin en uçlarındasın….

Saflığın…

Senden olanın, sorumluluğuyla yattığın ama uyuyamadığın…

……

Ah çocuklar…

Canım tüm çocuklar…

Şansla doğsanız hepiniz şu Dünya’da…

Sevgiyle, emekle büyüseniz….

Acı nedir bilmeseniz…

Hepiniz güzel insan olmak adına yetiştirilseniz…

Kinden, nefretten arınmış…

Dünya’ya güzel ışıklar saçan…

Ah çocuklar…

…..

Ve benim sevgili oğlum…

Hoş geldin Dünyamıza…

Hoş geldin evimize….

Hele bu dönemde, ne iyi ettin de geldin…

Dünya’yı daha güzel bir hale getirmek için büyü canım oğlum…

Büyürken sev…

Adaletli ol…

Kadınlara hep saygı göster…

Ve kendi kendine hep şunu söyle “ Bu Dünya’nın iyi insanlara ihtiyacı var”...