Bazı şeyler gözden kaçıyor…
Bunlar küçük gibi görünse de, problemin merkezinde olanlar için büyük bir sorunu teşkil ediyor.
….
Kadın….
Doğuran…
Büyüten….
Uykusuz gözlerle, işine devam etmeye çalışan…
Bir de, bedeninden gelen hazineyle, bebeğine can olmaya çalışan…
İlaç olan…
….
Belki bilinmez…
Bir anne, bebeğine anne sütü verebilmek için, öylesine mücadele verir ki…
Göğüsleri şişer, topaklar çıkar, ateşler içinde yanar…
Yine de sütü bitmesin, bebeğine can olsun diye elinden geleni yapar…
Doktorlar hep şunu söyler “Bol bol emzir. Emzir ki sütün artsın. Emzir ki göğüslerin sağlıklı olsun”.
Kimileri “Ver toz sütü, rahat ol” dese de, içi bal vermez sütü olan bir annenin..
Göğüslerinden sütler boşalırken, hazır bir ürünü bebeğine vermek istemez.
Verenler suç mu işliyor?
Elbette hayır.
Anneler, bebekleri için, en iyi olanı, kendince planlamaya çalışıyor.
Tüm zorlayıcı unsurun arasında, bir de yasalarla mücadele etmesi gerekiyor.
Evet evet. Yasalar…
…..
Emzirme izni(Süt izni) için anneye verilen süre, ilk 6 ay, sadece 2 saat.
Yalnızca ilk 6 ay.
Devamı yok.
Peki hiç, yurt dışında bu durum nasıl diye bir araştırma yapıldı mı?
Eminim yapılmamıştır.
Bu konu kimsenin de dikkatini çekmemiştir.
Gözü yaşlı anneler olduğunu, belki de kimse fark etmemiştir.
Bir de gözü yaşlı bebekler…
…..
Türkiye’den örnek vereceğim.
Diğer ülkelerdeki gelişmişlik düzeyine girmiyorum bile…
Türkiye’de, annenin kendi doğum izni bittikten sonraki ilk 6 ay günde 3 saat, sonraki 6 ay günde 1.5 saat süt izni veriliyor.
Bebek, neredeyse, 1.5 yaşına kadar, hem anne sütü alıyor, hem de bir anda koparıldığı annesiyle bağ kurabilme imkanı buluyor…
Hem de annenin sütünün, bitmeden devam etmesi sağlanıyor…
Pek çok annenin, sırf bebeğini emziremediği için sütünün bittiğini biliyor musunuz?
Pek çok bebeğin, formül mamaya alıştığı için, biberona alıştığı için, anne sütünü reddettiğini biliyor musunuz?
Belki biliniyordur ama üstünde durulmuyordur…
Eğer gerçekten, kadın için bir şeyler yapmak isteniyorsa, kadınla ilgili mevcut yasalarda güncellemeye gidilmeli…
