Bir ülke düşünün ki, çalışanlar iki kesime ayrılmış bir halde ve bu iki kesimin arasındaki uçurum giderek büyümekte.

Evet, bizim ülkeden bahsediyoruz.

Özel sektör çalışanları ile kamu çalışanları arasındaki adaletsizlik o kadar arttı ki, bu işin sonu felaket.

Sadece maaş konusunda değil, çalışma koşulları ve iş güvencesi açısından da ciddi farklılıklar var.

Kapanacak gibi de değil.

Şu an öylesi bir duruma geldik ki gerçekten korkunç bir pozisyondayız.

Kamu çalışanları yasa gereği maaşlarına hayat pahalılığı artışını otomatik bir şekilde alacakken, özel sektör çalışanları yapılacak pazarlık neticesinde oluşacak miktarı alabilecek.

İnsanlık dışı bir durum.

Yıllardır özel sektör çalışanları ile kamu çalışanları arasındaki uçurumu diline pelesenk etmiş tüm siyasetçilere buradan selam olsun.

Oluşan bu durumda hepinizin payı var.

Bu iş artık vicdani boyutlara ulaşmıştır.

İşin ekonomik yönü kalmamıştır.

Ve en kötüsü de bu durumu dile getirdiğimizde “asgari ücretle çalışan KKTC vatandaşı yoktur, asgari ücretlilerin neredeyse tamamı yabancıdır” diyenler de var aramızda.

Birincisi, yabancı oranı belli bir düzeyde de olsa ülkemizde asgari ücretle çalışan çok sayıda yerli insanımız vardır.

İkincisi de, yabancı da olsa kimsenin emeğini sömüremez hakkını gasp edemeyiz.

Bizim öncelikle bu konuya bakış açımızı ve yaklaşımımızı değiştirmemiz gerekir.

Bunu yapmadığımız müddetçe sorunu çözemeyiz.

Çünkü gerçeklerle yüzleşmiyoruz.

Önce acı gerçeklerle yüzleşelim.

Sonrası kendiliğinden gelir.

Bugün bir kez daha bu ülkede asgari ücret belirlenecek.

Bakalım nasıl bir rakam çıkacak.

Ama ne çıkarsa çıksın hiçbir derde deva olmayacak.

Sadece ve sadece piyasadaki fiyatların daha da artmasına neden olacak.

Bir de, ülke çalışanları arasındaki uçurumun büyümesine.

Bu durumu yaratanlara selam olsun...