Ormanlar kralı koskoca aslanın nasıl “terbiye” edildiğiyle ilgili hikâyeyi biliyor musunuz?

 

Amerika’da sirke katılma arzusuyla evinden genç yaşta kaçan Clyde Beatty, uzun yıllar sirklerde çıraklık yapıp kendini geliştirdikten sonra önemli bir keşif yapıyor…

 

Gösterilerinde aslanları, kaplanları, pumaları ve sırtlanları aynı anda arenaya sokarak bir araya getirmeyi başarıyor.

Hatta aynı anda 43 aslanla yaptığı efsane bir gösterisi bile var.

 

Üstelik son derece basit bir fikirle.

Sandalye!

Doğru okudunuz, bir kamçı değil!

Sadece dört ayaklı bir sandalye…

 

Terbiyeci, sandalyeyi aslanın görebileceği bir açıda tutarak onun dikkatini bölüyor.

Bu durumda kafası karışan aslan; çevresinde gelişen olaylara, kalabalığa ve karşısında duran dört ayaklı cisme bakıp hızlıca bir karar veriyor ve o an sadece kendi bacaklarına odaklanıyor.

Bu nedenle de saldırmak yerine durup, kendi dengesini korumaya ve belki de türlü hayallerle düşünmeye başlıyor…

 

Kendimi aslan yerine koyuyor ve düşünüyorum…

Önce terbiyecime sonra da elindeki sandalyeye bakıyorum.

Sağ pençemi diyorum, şuradan şöyle bir savursam ağzının üzerine Allah yarattı demeden…

Ama dur bakalım…

Yoksa şu sandalyeyi alıp ayağına seni…

Elinde ki sopaya da bakın!

Ben ki gözü kara aslanım, seni çok rahat yakarım da delikanlı, hadi kendimi de yaraladım diyelim…

Atlasam mı acaba direk?

Böyle altıma aldım mıydı, iki debelenir falan, o an koparırım kafasını…

 

*

 

Yani aslan arkadaşlar; çevresinde bulunan kalabalık, ses, görsel hareketlilik ve tüm bunların yanında terbiyecisinin tahriklerine rağmen fevri davranmıyor!

 

Bir krala yakışır biçimde ve yüksek bir motivasyonla durup bütün soğuk kanlılığıyla sadece düşünüyor..

O an aklından neler geçiyor, hangi olasılıkları değerlendiriyor?

Bilemeyiz…

 

Biz insan kişiyiz.

Çevremizde gelişen olayları izler, sonunda da her koşulda dalgamızı geçeriz.

“Hey yavrum hey!” deriz…

“Sen ki ormanlar kralı koskoca aslandın…”

 

Biz sadece izleriz…

Aslan düşünür…

Clyde Beatty ise kahraman olur…

 

Aslan terbiyecisi…

Clyde Beatty…

Yine ayakta alkışlıyoruz kendisini…