Sayın İsmail Bozkurt’un kavramsallaştırdığı Kıbrıs Türklerinin “Var Olma Mücadelesi”, 20’nci yüzyıla damgasını vuran bir olgudur. İngiliz yönetimi altında başlayan Var Olma Mücadelesi, Kıbrıs Cumhuriyeti esnasında ve sonrasında da devam etmiş, günümüzde çözüm bekleyen sorunların başında yerini almıştır.

Mustafa Kemal Atatürk tarafından 20’nci yüzyılın ilk yarısında Anadolu’da başlatılan Milli Mücadele’nin bir benzerini de Kıbrıs Türkleri vermektedir. Ancak bir farkla; Anadolu’daki Milli Mücadele kısa bir süre sonra Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ne dönüşmüş olmasına rağmen Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık iradesi ne yazık ki uluslararası kuruluşlar ve bağımsız devletler tarafından, Türkiye hariç, tanınmamıştır.

Bu durum Kıbrıs Türk halkının on yıllar süren yalnızlığına yol açmıştır.

Kıbrıs Türklerinin vermiş olduğu ve dinamik yapısını hâlâ koruyan bü mücadelenin hem KKTC’de hem de Türkiye başta olmak üzere çeşitli platformlarda anlatılması ve kamuoyu ile akademik dünyada farkındalık oluşturulması büyük önem taşımaktadır.

Peki bu konuda KKTC’nin devlet politikası var mıdır? Buna “evet” diyebilmeyi çok isterim, ancak Kıbrıs Türklerinin Var Olma Mücadelesinin kitlesel olarak anlatıldığı, yükseköğretim kurumlarının programları arasında olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Kıbrıs Türklerinin Var Olma Mücadelesi ile Kıbrıs Türk halkına yıllardır uygulanan gayri insani ve gayri hukuki uygulamalar yeteri kadar anlatılmadığı gerçeği kamuoyunun da mutabık kaldığı bir husustur. KKTC’de halen faaliyet yürüten 22 üniversiteden sadece ikisinde (Yakın Doğu Üniversitesi ve Lefke Avrupa Üniversitesi) Tarih Bölümü mevcuttur. Bu durum bile Kıbrıs Türklerinin mücadelesinin anlatılması ve farkındalık oluşturulması konusundaki politika eksikliğinin somut göstergesidir.

Şöyle ki, halen KKTC üniversitelerinde 110 bine yakın öğrenci lisans, yüksek lisans ve doktora programlarına devam etmektedir.

Bu öğrencilerin %90’nı aşan kısmını Türkiye ve üçüncü ülke vatandaşları oluşturmaktadır. Kısaca 90 binin üzerindeki üniversite öğrencisi mezun olduktan sonra uzun yıllar kaldığı KKTC’den ayrılırken Kıbrıs Türklerinin Var Olma Mücadelesinden bihaber olarak ülkelerine dönmektedirler.

Uzun yıllardır devam eden bu durumun doğal bir sonucu olarak,KKTC’deki yükseköğrenimlerini tamamlayan yaklaşık 400 bine yakın kişi Kıbrıs Türklerine uygulanan gayri insani ve gayri hukuki politikalar konusunda bilgi sahibi olmadan ülkelerine dönmüşlerdir.

Kıbrıs Türk halkının Var Olma Mücadelesini anlatabilmek yolunda büyük bir fırsatın kaçırılmış olduğunu söylemek abartı olmayacaktır.

Bu eksikliğin yaratmış olduğu sakıncalar her düzeyde dile getirilmiş olmasınarağmenönemli bir adımın atılmamış olması düşündürücüdür.

Kıbrıs Türklerinin Var Olma Mücadelesini Anavatan Türkiye’de anlatmak hem kamuoyunda hem de akademik alanda farkındalık yaratmak amacıyla önemli bir girişimde bulunulmuştur.

Nitelikli bilimsel ve ulusal öğretim ile araştırmaları önceleyen, içinde bulunduğu coğrafyayı ve Türkiye’yi okumaya çalışan bir vizyonla çalışmalar yapan Başkent Üniversitesi Kurucusu ve Yönetim Üst Kurul Başkanı Sayın Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın bu konudaki eksikliği gidermek amacıyla vermiş olduğu direktif doğrultusunda Kıbrıs Türk Tarihi Araştırmaları Merkezi kurulmuştur.

Türkiye ve KKTC’de benzeri olmayan Merkezin misyonları arasında; Türkiye’de Milli Dava olarak kabul edilen Kıbrıs Türk halkının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini geniş kitlelere duyurmak ve farkındalık düzeyini arttırmak, akademik çalışmalar yaparak sorun sahalarını bilimsel yöntemlerle inceleyip elde ettiği sonuçları ve çözüm önerilerini ilgili kamu kurumları ile paylaşmak, ihtiyaç duyulması halinde Kıbrıs’taki gelişmeler konusunda danışmanlık yapmak yer almaktadır. KITAMER’in yakın bir gelecekte Kıbrıs Türk Tarihi Enstitüsü’ne dönüşmesi ile ilgilistratejik hedef ise on yıllardır dile getirilen ancak bugüne kadar somut bir adım atılmamış önemli bir ayrıntıdır.