Birlik beraberlik ulusların tarihlerinde ve yaşamlarında en önemli güçlerden birisidir.

Milli güç unsurlarını sayarken en son sırada moral ve motivasyon gücünü ekleyen düşünürler ve analistler vardır.

Ancak bana göre en başa konacak ve olmaz ise olmaz niteliğinde olan moral faktörünün en değerli bileşeni hiç kuşku yoktur ki birlik beraberlik içerisinde olmayı başarabilmek, ortak akıl ve ortak paydada buluşabilme sinerjisini yaratabilmekten geçer.

Ulu Önder Atatürk’ün bu konuda çok güzel çok anlamlı bir sözü vardır.

“Milli birlik ve beraberlik takdiri ilahiden başka her güçlüğü yener.”

Evet, yeter ki bizler tek yürek, tek ses, tek nefes olmayı başarabilelim.

Sadece savaş zamanlarında değil, milli menfaatlerimizin hasıl olduğu her yerde ve her zamanda birlik beraberlik içerisinde olmalıyız.

İçteki çekişmeler, kavgalar, hazımsızlıklar bir yere kadar, o yerde ortak dokumuzun, tarihimizin, kader birliğimizin başladığı yere kadar olmalıdır.

Gerisi teferruattır dedirten vatan sınırları içerisinde hiç kimseyi, hiçbir gerekçe ile ayrıştırmadan birlik içinde, dirlik içinde emel ve görnül birliği içerisinde kalmayı kendimize şiar edinirsek, işte o zaman dış mihraklara ve güçlere prim vermemiş oluruz.

Onlar da çeşitli senaryolar içerisine girmeye cesaret edemezler.

Demokrasinin bir gereği olarak halk iradesinin tecelli etmesi öncesinde ve sonrasında olgunluk içerisinde milli dokuyu ve bilinci zedelemeden karşılıklı saygılı, hoşgörülü ve anlayış içerisinde, demokratik olgunluk çerçevesinde seçimlerin yapılması, birlik beraberliğimizi koruyarak icra edilmesi herkesin ve her kesimin en büyük, en önemli ödev ve sorumlulukları arasındadır.

Seçimler gelir geçer, ancak bekamız, milli birliğimiz, hak ve menfaatlerimiz asıl olandır.

Bizi biz yapan, ulusal değerlerimizin, milletimizin yüksek vasıflarının ve hasletlerinin doğal gereği ve sonucudur.