Yazmak isterdim…

Bugün sevgililer günü… Aşk günü…

Süslü süslü  cümlelerle donatmak isterdimi yazımı…

Yazamıyorum…

Elim gitmiyor…

Gözümü açar açmaz, karşılaştığım ölümlü trafik kazası, buna müsaade etmiyor.

Edemiyor…

Yazık…

27 yaşında yolda kendi halinde yürüyen biri…

Peki orada ışık var mı? Yok.

Aydınlatma var mı? Yok.

Göz gözü görmüyor.

Evet. Yıllardır bu memlekette, göz gözü görmüyor.

Gelen oturuyor, giden oturuyor.

Kaç kaza oldu orda? Kaç….

Kaç can gitti…

Ama cümle hep basit: “Bütçe yok”.

Kısın kardeşim kısın…

Yeme içme, yurt dışı masraflarından kısın…

Yol yapın bize…

Aydınlatma yapın…

Sosyal medyada kişilerin görevi olan sorumlulukları yerine getirdiğinde o kişiyi alkışlar olduk.

Halbuki zaten yapılması gereken bunlar…

Neden?

Hiç mi vicdan azabı duyulmuyor?

Ben görevimi sonuna kadar yerine getirdim mi diye sorulmuyor?

Bu cümleler sadece şimdi için mi?

Hayır. Geçmiş şu anla bağlantılı değil mi?

“BİZ ÖLMEK İSTEMİYORUZ”

Sorumlu kişilerin sorumluluklarını yerine getirmemesinden dolayı, “Ben ölmek istemiyorum.