Çok eski dostumdur, Asım Akansoy.

Siyasete atılmadan önceki dönemden tanırım, severim.

Yıllarını verdiği partisinde şimdi Genel Sekreter görevini yürütmekte.

BRT’de bu sabah programda birlikteydik.

Konuşmaya doğal olarak seçimden başladık.

Laf döndü dolaştı, aday sayısına geldi.

Şu an toplam 13 aday var.

Tek sandalye için.

Oy pusulasında 13 aday olacak.

Ancak bunlardan birisi YSK tarafından adaylığı düşürüldüğü için yarışta yer almayacak.

Yani, pusuladaki 13 isimden 12’si yarışacak.

Oldukça yüksek bir rakam.

Hele ki, meclisin artık işlevselliğinin olmadığının iddia edildiği bir dönem için odukça dikkat çekici bir sayı.

Sadece siyasetin içinde olan partili adaylar değil, sade vatandaş dediğimiz, siyasetin içerisinde aktif olarak yer almayan isimler de var adaylar arasında.

Bu da bir diğer ilgi çekici nokta.

Asım Akansoy ile bu noktayı da konuştuk.

Şöyle bir tespitte bulundu: CTP’nin yarattığı çekicilikten kaynaklı bir ilgi..

Doğru mu değil mi, herkes kendince tartışır.

Bana doğru gibi geldi.

Hükümetin meclisteki durumu dışarıdan pek cazip gelmiyor.

Ama şu an meclis içerisindeki tek muhalefet partisi olan CTP bu noktada fark yaratmakta.

Öyle ki, hem meclis çatısı altında hem de sokakta son derece etkili bir muhalefet sergilemekteler.

Bu da halkın farkında olduğu bir durum.

İlk başlarda yapılan “CTP hala mecliste ne yapıyor” veya “hükümete koltuk değneği oluyorlar” eleştirilerinin hakısz ve yanlış olduğu ortaya çıktı.

Meğer mecliste kalarak da bu iş oluyormuş.

Akansoy işte buna dikkat çekti.

Sine-i millet çağrısına uymadıkları için yapılan eleştirilere de bir yerde cevap vermiş oldu.

Tek sandalye için bile olsa meclis yarışına girmek önemlidir, değerlidir.

Çünkü ülke siyasetinde söyleyecek sözü olanların olması gereke yer orasıdır.

Aday olursun, halkın takdirini alırsın ve söz hakkın olur.

Hariçten gazel okumak yerine doğrudan dahil olmak en doğrusudur, en güzelidir.

Umarım bunu hepimiz anlarız.