Polis Basın Bülteni’nde sık sık görmeye alıştığımız haberlerin arasında “kaçak et elegeçirildi” haberini görmeye alışmıştık.

Polisimiz belirli aralıklarla ve çeşitli miktarlarda ülkeye kaçak yollardan sokulmaya çalışılan etleri ele geçiriyor.

Yakalanan bu etlerin çoğu ticari amaçlıdır.

Ele geçirilen miktar bize bunu anlatmakta.

Ama diğer yandan şahısların kendi tüketimi için almış oldukları daha az miktarlardaki etler de ülkemize gelmekte.

Bunun önüne geçmek çok da kolay değil.

Ve bana kalırsa çok da gerekli değil bu engeli koymak.

Madem biz bugün ayrı bir devlet olduğumuzu söylüyor ve uluslararası camiadan bunun kabul görmesini bekliyorsak, bunu pekiştirecek düzenlemelere de açık olmalıyız.

En başta yapmamız gereken gerçekleri kabul etmektir.

İşe buradan başlamalıyız.

Kıbrıs’ta Güney ile Kuzey arasında ciddi bir ekonomik hareket olduğu gerçeğidir bu.

Gerek Rumlar gerekse Türkler karşılıklı geçişler sayesinde hem hizmet hem de mal alımı yapmaktadırlar.

Zaman zaman açıklanan kredi kartı harcama miktarları da bunu bize anlatmakta.

Kredi kartı dışında kalan harcama miktarlarını da unutmayalım.

Her iki taraf da çeşitli sektörlere yönelik alış veriş yapıyor.

Türkler Güney’de Rumlar ise Kuzey’de.

Alış veriş yapıldığı tarafta kaldığı müddetçe herhangi bir sıkıntı yaşanmıyor.

Genelde hizmet sektörü, lokanta, eğlence yerleri ve turistik mekanlar, gibi yerlerdeki hareketlerde sıkıntı yok.

Ama iş mal alımına gelince bazı engeller oluyor.

Rumlar Kuzey’den aldıklarını Güney’e, Türkler de Güney’den aldıklarını Kuzey’e çok rahat geçiremiyorlar.

Belli kriterler ve limitler var.

Ama yine de engel olunamıyor.

Evet, engel.

Uyugulamanın temel zihniyeti bu.

Her iki taraf da kendi sektörlerinin zarar görmemesi için bu yola başvurmakta.

Her iki tarafın da birbirlerine karşı göreceli avantajları var.

Son zamanda kur farkının yarattığı avantaj buna güzel örnektir.

Hal böyleyken bunu engellemek yerine düzene koymak ve kayıt altına almak daha mantıklı olmaz mı..?

Çünkü giderek daha da büyüyen bir kayıt dışı ekonomik hareket söz konusu.

En başta bahsetmiştik, polis bülteninde kaçak et yakalandığı haberlerini hep duyarız diye.

Ama belli ki iş çığrından çıkmış.

Polis bu sefer Güney’den kaçak getirilmiş canlı dana ele geçirdi.

Hem de 68 tane.

Nerede..?

Ağırdağ’da bir ağılda..

İş bu noktaya gelmişse oturup düşünme zamanımız da gelmiş demektir.

Hep birlikte oturalım ve düşünelim.

Yasakçı zihniyet yerine kayıt altına almak için düzenleme yapsak hem ekonomik açıdan hem de halk sağlığı açısından çok daha güzel işler yapmış olacağız.

Madem ki bu kadar yoğun bir hareket var, bundan faydalanmak gerekir.

KKTC tarafının başlatacağı uygulamalara Rum Yönetimi’nin uzun süre karşı duracağını hiç sanmıyorum.

Kapıların nasıl açıldığını unutmayalım.

Sadece bir gün karşı koyabildiler.

Araçlı geçişte de aynısı oldu, yeni kapıların açılmasında da aynısı.

Biz yaptık, onlar da bize uymak zorunda kaldılar.

Şimdi aynısını sınır ticaretinde de yapabiliriz.

Belirlenen ürünlerde belirlenen miktarlarda geçişlere daha fazla izin verilmesi sanırım ülkemiz ekonomisi ve ticari sektörleri açısından sıkıntı yaratmaz.

Çünkü zaten geçiyor bu mallar ve ürünler.

Kayıt altına alınması koşuluyla serbest kalırsa daha kontrollü bir ortam yaratılacaktır.

Artık sürüler halinde danaların geçmeye başladığını göz önüne alırsak bu duruma daha fazla direnmenin anlamsızlığını da kolaylıkla anlarız.