Güney Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon yatakları çok derinde bulunduğundan ancak gelişmiş teknolojik imkânların kullanılmasıyla üretimleri mümkündür. Bu durum ise maliyetleri artırıp kar marjını düşürmekte, dolayısıyla gelişmiş ve pahalı teknolojik imkânlara sahip büyük enerji şirketlerinin yatırım yapmamasına neden olmaktadır.

Doğal Gazın Oluşumu, Kompozisyonu ve MALİYETİ ÖNEMLİDİR

Güney Kıbrıs'ta Afrodit sahası bir "kuru gaz - dry gas" sahasıdır. Afrodit sahasının geliştirilmesi ve İsrail’in gaz ihraç potansiyelinin değerlendirilmesi için ilgili sahalardaki gazın %99’dan fazla metan ihtiva edecek kadar kuru gaz oluşu bu sahadan elde edilecek üretimi LNG’ye dönüştürmek hayli maliyetlidir. Zaten bu maliyetler kurtardığı VARSAYILIRSA saha ekonomik olarak üretilebilir olduğu söz konusu olsaydı, bu tarz girişimler çoktan başlayacaktı. Afroditin rezervuarda jeolojik, lojistik ve teknik zorlukları var, ekonomik ve ticari etkin maliyetler metedolojisi bazında fizibl değildir çünkü ULTRA derin sularda gazın yer yüzüne çıkarılması çok yüksek maliyetlidir ve özellikle de Afrodit rezervuar gibi çoklu jeolojik bölümlere ayrılmış olması sahanın tek başına gelir getirici bir yatırım olmasını garanti etmemektedir.

Hükümet, şirketlerle hayati bir ticari anlaşma yapamayacağı durumlarda Kıbrıs gazı ticari açıdan uygun değil. Ancak, bu projenin "hayal etme" ötesine geçememesi için çeşitli nedenler var. Mısır Kıbrıs'tan doğalgaz almak istiyor fakat böyle bir adımın kısa vadede atılması çok da mümkün görünmüyor. Bu gazın çıkartılıp ihraç edilmesinin çok maliyetli olduğudur.Çünkü 12'nci blokta, fizibilite dışında fiili hiçbir bir adım atılmadı. Çünkü alıcısı yok bu gazın. Miktarı da yeterli değil. Bu, Kıbrıs adası için uzun yıllar yetecek bir rezerv. Ama ihraç etmeye kalktığınızda, hele hele boru hattıyla Türkiye'yi baypas edip Avrupa'ya gideceğini varsayarsak Avrupa'daki fiyatlarla rekabet etmeleri mümkün değil.

Afrodit rezervuardaki gaz sanayi jargonunda: Ekonomik açıdan "mahsur" Fiziksel olarak "mahsur" durumda yani denizin dibinde,toprak altında kalmaya mahkum ta ki istenilen fiyata alıcı bulana kadar. Bu da önümüzdeki 10/15 yıl içinde mümkün gibi görünmüyor. Kıbrıs gazını Mısır'a satmak mı? hangi fiyata?

Bu sanayide en önemli parametre fiyattır. Afrodit sahasının üretimi; ifade edildiği gibi bir boru hattı ile Mısır deniz alanlarındaki bazı mevcut deniz altı tesislere bağlanılarak, Mısır’a sevk edilse ve buradan LNG olarak ihraç edilmek istense dahi;

Bu gazın gelebileceği yıldaki tesislerin durumlarının, gaz fiyatlarının ve piyasa koşullarının incelenmesi gerekecektir.

Mısır’ın şu anki keşfedilmiş sahalarını geliştirme planları yaklaşık olarak başarılı olursa, zaten terminalde boş LNG ihraç kapasitesi olmayacaktır.

Şu an atıl duran tesisleri Mısır önümüzdeki yıllarda kendisi için kullanacaktır.

Zaten ortada bir boş kapasite olsaydı, bu kapasiteyi kullanmayı çok önceden İsrail planlıyordu. Fakat Zohr sahasının keşfinden sonra İsrail de farklı opsiyonları çalışmaya başladı.

Mısır’a ulaşan gaz Mısır iç piyasasında değerlendirilse; (ki, Afrodit’in geliştirilerek üretime alınması için 2025 yılından bahsedebilirim) o dönemde Mısır’ın zaten iç üretiminin fazlalık vereceği, çok daha ucuza kendi gazı varken, pahalıya Afrodit gazını almayacağı yaklaşımına rahatlıkla ulaşılabilecektir. Demek ki, bu söylem ve seçenek de tutarlı değildir. Kaldı ki, Mısır geliştirme senaryolarının çoğunda başarısız olsa ve bu sayede ortada boş LNG kapasitesi olsa dahi; ilgili yıllarda ABD’nin de LNG hamleleri neticesinde tahmin edilen piyasa fiyatlarında Afrodit gazının bu güzergahtan geçerek LNG olarak rekabet edebilmesi pek de mümkün görülmemektedir. İlk kapsamda 7 milyar m3/yıllık bir sevkiyat düşünüldüğüne gelince:

Böyle bir ihracat olmayacağını yukarda ifade etmiş olsam da; Afrodit sahasının daha öncelerde yıllık 10 milyar m3’ler seviyesinde üretim yapacağını söyleyen Rum yetkili bakan o döneme nazaran, en azından daha tutarlı bir rakam ortaya koyulmuştur.

Ortada olan 6. parselde bulunan 70milyar m3 gaz, 10. parselde hala bilinmeyen gaz hacmi ve daha ileri aramalar ve sondaj yapmayı bekleyen gerçekler var.12. parselde ise 100milyar m3 keşif bulundu ve ikinci faz olmayacağı için ilk fazdan bahsetmek de bilimsel değildir.

Kaldı ki, bu fazın da bu şekilde gerçekleşmeyeceğini rahatlıkla söyleyebilirim. Fiyat sorunu hala ekonomik ve ticari sınırlama yaratacaktır. Afrodit gazı bu yüksek maliyetli fiyatlarla üretime nasıl girecek, Avrupa'ya nasıl ulaşabileceğini ve rekabet edebileceğini tahmin edebilmek zordur. Gaz keşfetmek değil önemli olan, daha pahalı gazın alıcı bulması zor olacak. Doğal gaz işinin sağlam ve somut bir gerçeği, kaynakların ancak birileri onları almaya hazır ve istekli olduğunda değeri olur. Bunun güzel bir örneği, Doğu Akdeniz'de keşfedilen ancak henüz gelişmemiş olan gaz miktarını çevreleyen koşullarda yatmaktadır.

Geçtiğimiz on yıl boyunca Mısır'daki Zohr sahasındaki Levant havzasında, İsrail'deki Leviathan'a ve en son keşif olan blok 10'da Glafkos 2 ve blok 6'da Cronos 1. Kıbrıs kıyılarındaki sularda an itibariyle 6.parsel ve 12. parselde takribi 170milyar metreküp gaz bulundu.

Çeşitli ihracat yolları tartışılmıştır; Bir miktar İsrail gazı Mısır'a akmakta ve daha fazlası sıvılaştırılmış doğal gaz olarak işlenebilir ve taşınabilir, ancak böyle bir düzenleme Kahire ve Kudüs'teki hükümetler arasındaki ilişkilerde herhangi bir bozulmaya karşı çok savunmasız.

Afrodit her zaman kendi başına geliştirilemeyecek kadar küçük olmuştur ve bu yüzden gerekli olan tüm komplikasyonlarla birlikte Kıbrıslı olmayan gazla birlikte toplanması gerekmiştir. Kıbrıs'ta bir bölgeden gaz toplanan ve transfer eden bir LNG tesisi mümkün ancak çok pahalıdır. Adadan Türkiye üzerinden bir boru hattı ekonomik ve ticari olarak en mümkün olanıdır. Yunanistan'a bir deniz altı hattı çok pahalı ve teknik olarak da namümkün, ancak kelimenin tam anlamıyla bir "boru rüyası"dır.

Masraflar çok önemlidir, çünkü doğu Akdeniz’den gelen üretimler ve malzemeler Rusya, Norveç, Hazar, Katar’dan gelenler ile rekabet etmek zorunda kalacak. Bu arada ABD'li şirketler Permiyen Havzasının kaya gazından ve diğer şeyl eyaletlerinden sıkı petrolün hızla gelişmesi, ABD’nin taleplerini aşan büyük hacimli gaz üretimi var olduğundan dolayı ABD bu nedenle zorunlu bir ihracatçı konumunda olacaktır.

Rusya pazar payını ve Avrupa doğal gaz talebini korumaya kararlıyken, Kıbrıs gazının Avrupa'da piyasaya girdiğini görmek çok zor. Maliyetler ve mesafeler, aynı zamanda muhtemel seçenekler içinde olan Asya'ya yapılması muhtemel ihracatı, Doğu Afrika, Katar ve Avustralya'dan gelen gaza karşı rekabet edemez hale getiriyor.

Dün Rum medyasında yazılan yeni bilgiler ışığında eski yorumların güncellenmesi gerekiyor:

* Borsaya kayıtlı bir şirket olsa da, ENI’nin bu hususta gerçekçi rakamlar ortaya koyarak, siyasi ranttan kar elde etme gibi bir strateji izlemeyeceği,

* Yapılan tahminlerin ve ortaya koyulan verilerin yukarıdaki senaryoda olduğu kadarı ile tutarlı olduğu gibi kabuller ışığında yukarıdaki hacimsel rakamlar değerlendirildiğinde; ortaya hemen hemen Afrodit ile benzeri büyüklükte Glafkos 2 ve Cronos 1'in çıktığı görülebilecektir. Yani bu durumda, Afrodit’in olduğu gibi bu sahalar da o derece büyütülebilecek boyutta değildir.

Afrodit’in kuru gaz sahası olması, sıvılaştırılmasının daha maliyetli olması, karaya ve potansiyel pazarlara uzaklığı, en yakın bağlantı verilebilecek Zohr sahasında veya Leviethan sahasında yeterli ek kapasitenin olmayışı, boru hattı ile taşıma notasında da taşıma maliyetlerinin bir hayli yüksek olması gibi durumlar göz önüne alındığında, ekonomik ve teknik olarak geliştirilmesinin de çok zor olduğu görülecektir. Bir ihtimal Glafkos 2 ve Cronos 1'den elde edilebilecek gaz Afrodit ile birleştirildikten sonra, farklı nakil ve pazarlama opsiyonları gündeme gelebilecektir. Fakat yine de ortada zannedildiği gibi büyük bir potansiyel bulunmamaktadır.