Bence değil..

Lafı fazla uzatmadan peşin peşin söylemek istedim.

Son günlerde laiklik savunuculuğuna soyunanlar o kadar çoğaldı ki, yazmak gereği hissettim.

KKTC Anayasası gereği laik bir devlettir.

Bunu isteyen savunabilir.

Bence savunma gerektirecek bir durum, bir ihtiyaç yok.

Ama işi Güney Kıbrıs ile kıyaslarken öyle yanlışlar yapılıyor ki..!

Bilerek ya da bilmeyerek...

Bir kere Güney Kıbrıs laik sayılamayacak kadar dinin etkisi altında kalan bir ülkedir.

Kilisenin gücü gözle görülecek kadar etkilidir.

Zaten Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı’nın da bir Papaz, Başpiskopos Makarios olması da bunun somut kanıtıdır.

Son günlerde bizde yaşanan tartışmalarda, Güney Kıbrıs’ta dini liderin seçimle göreve geldiği şeklindeki yanlış ifadelere de bakmak lazım.

Yapılan seçim tüm ülkede sandıkların kurulduğu bir seçim zannedilmesinin.

Belli başlı kiliselerde kurulan sandıklarda kiliseye gelenlerin oy verdiği bir seçim yapılır ilk olarak.

Ve bu da sadece bir ön seçimdir.

Esas seçimi, yani son sözü piskoposlardan oluşan Sen Sinod meclisi söyler.

Toplanırlar ve Başpiskopos’u seçerler.

Olan biten bu.

Yani aslında seçim falan değil, bir atamadır yapılan.

Ve o atanan kişi de Başpiskopos olarak ülke yönetimine ayar vererek göreve başlar.

Kiliseye rağmen yapılan bir iş yoktur Güney’de.

Ve kilisenin istediği her şeyi hükümetler yerine getirir.

Aktif bir etkisi vardır.

Bunu zaten herkes bilir.

Saklısı gizlisi yok çünkü.

Bakanların atanmasından ulusal ve uluslararası politikalara kadar her şeye papazlar karışır.

Sonra da bizden birileri çıkıp bu ülkeye “laik” der..

Helal olsun..

Başka da sözüm yok..