Siyasal ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi SİTA tarafından düzenlenen, Kıbrıs’ın geleneksel ürünü hellimin Avrupa Birliği nezdinde coğrafi işaret ve menşe ismi korumalı ürün olarak tescil sürecinin tüm boyutlarını anlatan "Dünü, Bugünü, Yarınıyla Hellimin Avrupa'ya Yolculuğu" adlı panele katıldık.

Devletin zirvesi panele katılarak bu işe ne kadar önem verdiklerini gösterdi. Keza aynı şekilde ana muhalefette tam kadro oradaydı. Bu yüzden başta sevgili Özdemir Tokel ve SİTA’yı kutlamak isterim.

Dünkü panelde konuşmaları dinledim. Hükümet kanadı Kıbrıs Rum kesiminin engellemelerinden bahsederken Ana muhalefet Rumlarla uzlaşma ile bu yolun yürünebileceği uyarısını tekrarladı.

Aslında buraya kadar bilmediğimiz yeni bir şey yoktu. Paneldeki notları da sonradan okuma fırsatım oldu. Üreticiler de bu konuda “teşviklerden” bahsettiler bolca.

Oysa Hellim konusunda hala daha bizim yapabileceğimiz çok şey olduğuna inanıyorum ilk günden beri.

Zamanında Katarlı bir dostumu getirmiştim KKTC’ye ve hellimi buradan Katar’a verebileceğimizi söylemiştim. Hellimi ilk kez pide içerisinde tadan Katarlı dostum “yahu çok güzelmiş, hemen 50 ton yükleyin alalım bundan” demişti.

O dönem Süt İmalatçıları Birliği Başkanı olan Candan Avunduk’un gözlerinin içine baktım ve bu olaya balıklama atlayacağını sanmıştım. Meğerse o kadar hellim üretmiyormuşuz. Sonradan öğrendim ve bu talebi karşılamanın öyle çokta kolay olmayacağını öğrendik zamanla.

Yurt dışına ihracat konusunda Mahmut Erden çok iyi bir isim. Şu an Süt İmalatçıları Birliğinin de yeni başkanı. KKTC’den pek çok ülkeye imkansızlıklar içinde ihracat yapan bir kişi Mahmut.  O yüzden Hellimciler için bulunmaz bir fırsat Mahmut’un o makamda olması.

Ancak Hellimin yurt dışına yollanmasında başta kargo olmak üzere büyük sıkıntılar olduğunu öğrendim Mahmut’tan. Örneğin Kargo uçakları KKTC’ye gelmediği için malların sevkiyatında büyük sorunlar var.

Oysa bu sorunun çözümü çok basit. Haftada bir gün THY’nin kargo uçakları Ercan’dan İstanbul’a sefer düzenlese bu sorun çözülebilir. Bu konuda siyasilerin ve STÖ’lerin birlikte bir çalışma yapması yeterli olur.

Bir başka konu ise yıllardır ekranlardan söylediğim bir konu. Şimdiki Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar’ın İstanbul’da Kıbrıs Türk Kültür Derneği Başkanlığı döneminde İstanbul’da yaptığı Kıbrıs Günleri etkinlikleri.

Yıllardır yapılmıyor. KKTC doğru dürüst İstanbul’da tanıtılmıyor. Sadece turizm fuarlarında stant açarak KKTC’yi tanıttığımızı zannediyoruz.

Bakın KKTC Karadeniz Kültür Derneği var ülkemizde. Sevgili Murat Civelek şu an başkanı. Daha önce başka başka isimler de başkanlık etmişti bu derneğe.

Her yıl ara vermeden ülkemizde Hamsi Festivali düzenliyorlar. Hem de yılda en az iki kere. Birisi İskele’de diğeri Alevkayası’nda. Hem Karadeniz’in o güzel sanatçılarını, oyunlarını bizimle buluşturuyorlar hem de Hamsinin o güzel tadına baktırıyorlar.

Buzluklu kamyonlarla Trabzon’dan KKTC’ye Hamsi getiriyorlar tonlarca ve burada katılımcılara ücretsiz olarak pişirip dağıtıyorlar. Yaklaşık üç günde 1200 kilometre yolu sırf KKTC’de hamsi yenilsin ve “Karadeniz Kültürü” tanıtılsın diye yapıyorlar.

Biz Hellimin tanıtılması için ne yapıyoruz?

Özdemir Tokel…

Candan Avunduk….

Mahmut Erden….

Ve dünkü Panele katılan konuşmacılara gerekse oraya gelen herkese soruyorum bu soruyu?

Zahmet olmazsa Murat Civelek’i bir arayın. Karadeniz Kültür Derneği olarak KKTC’de neler yaptıklarını bir sorun. Ve sizde ondan aldığınız cevaba göre Türkiye’nin dört bir köşesinde Hellimi ve KKTC’yi tanıtın.

Bu iş bu kadar basit….