Artık emin oldum ki biz bunu çok seviyoruz.

Neyi mi..?

Algı ile yönetilmeyi.

İşin tam adı “Algı Yönetimi” aslında ama bu sizi yanıltmasın.

Burada yönetilen biz oluyoruz.

Birileri çıkıp algılarımızla oynuyor ve bizi ele geçiriyor.

Kimse kimseye durduk yerde böyle bir şey yapmaz.

Vardır bir nedeni .

Ki esas üzerinde durmamız gereken nokta da budur.

Nereye götürülmek isteniyoruz..?

Birinci Algı Olimpiyatları’nda Annan Planı’nı kabul etmiştik.

Bu yönde algılarımızla oynanırken, sonrasına yönelik sağlıklı kararlar alabilmemiz sökülen sağ duyularımız sayesinde önlenmişti.

Yani sadece algılarımızı sömürmekle kalmamış, sağ duyularımızı da bizden almışlardı.

Ve bunun neticesinde de önce Annan Planı’na “evet” demiştik.

Ama ellerimiz boş kalmıştı.

Rum tarafı ise “hayır” demesine rağmen AB üyesi oluvermişti.

Ancak sağduyularımızı teslim etmiş olduğumuz için bu duruma ne itiraz edebildik ne de haklılığımızı anlatabildik.

Hatta o kadar ki, yeni süreç başlatma gereksizliğini yaratarak Rum tarafının belki de tarihinde görmediği bir zor durumu yaşamasını engellemiştik.

Sonra da bizi kendi halimize bırakmışlardı zaten.

Alacaklarını almışlardı çünkü.

Bu durum yakın zamana kadar devam etti.

Ancak artık sonlanmak üzere olduğunun emarelerini görmekteyiz.

Yeni bir algı yönetimi ve irade istilası ile karşı karşıyayız.

Belli ki bizden almak istedikleri yeni şeyler var.

Bunun için de önce algımızla oynayıp irademizi ele geçirecekler ve istediklerini aldıktan sonra da tekrardan bir köşeye atacaklar.

Geçen sefer tek taraflı AB üyeliğini almışlardı.

Belli ki bu kez de Kıbrıs’ın doğl kaynaklarına göz dikmişler.

Yani, bizlerin de hak sahibi olduğu doğalgaz kaynaklarının üzerine tek başlarına çökmek niyetindeler.

Bunun için de bildik eski yönetimi kullanmaya başladılar.

Nereden mi anladık..?

Anlatalım.

Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis’in daha görevi bile devralmadan seçilir seçilmez Cumhurbaşkanı Tatar ile görüşme yapma çağrısı bunun en net delilidir.

Rum başkan bunu yaparak Kıbrıs Türk tarafının çok net bir şekilde ortaya koymuş olduğu müzakereye başlama şartlarını önce yumuşatmayı sonra da tamamen ortadan kaldırmayı planlamaktadır.

Yapmış olduğu “görüşelim” teklifi tamamen bizim içimize yönelik bir algı yönetimidir.

Yaşanan bunca sıkıntı ve felaketin arasında bir de seçim telaşı yaşayacak olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin konsantrasyon ve dikkat dağınıklığı yaşayacağı inancı ile çıkılmış bir yoldan bahsetmekteyiz.

Horozlar koro halinde ötmeye başladılar bile.

Ötsünler bakalım.

Vakitsiz öten horozlar hakkındaki atasözünün doğru olup olmadığını da bu sayede görmüş oluruz..