Basına da yansıdı, birisi ya da birileri Karayolları Dairesi’ne sabotaj yapmış.

Her şerde bir hayır vardır sözünü hatırlayıp devam edelim.

Bu olay bize ülkemizde bir Karayoları Dairesi olduğunu anımsattı.

Unutmuştuk.

Çünkü ortada yoktu.

Vardı da yoktu.

Şu anki kadrosunda mühendis olmadığını biliyoruz.

Yeterli araç gereci de yok.

Olanların hepsi eski ve ekonomik ömrünü tamamlamış durumda.

Mevcut personel kadrosu da yetersiz.

Bugünkü haliyle Karayolları Dairesi sadece orta refüj içerisindeki otları temizleybiliyor.

Onu da sadece senede bir gün yapabiliyor.

Mevcut karayollarımızın hali içler acısı.

Hepimiz kullanıyoruz, görüyoruz, biliyoruz.

Ve yine bu yollarda ölüyoruz.

Meydana gele trafik kazalarına sadece polis baktığı için kazanın sürücülerle ilgili kısmı aydınlanıyor.

Oysa bu kazaların olay yerine ve sonraki tahkikatına trafik ve yol uzmanları da dahil olsa ortaya çok daha vahim ve kritik sonuçlar çıkacak.

Yollarımız her açıdan çökmüş durumda.

Bakım ve idamesini yapamıyoruz.

Çünkü Karayoları Dairesi pasifize durumda.

Mevcut yoların gelişen ve artan trafik karşısında düştüğü yetersizliği ortadan kaldıracak yeni projeleri de üretemiyoruz.

Yolar her açıdan mahvolmuş bir halde.

Karayolarının yapım, bakım ve onarımını Türkiye’ye havale ettik.

Oysa ki karayoları diğerleriyle kıyaslandığında bir ülkenin kendisinin halledebileceği bir konudur.

Bir havayolu ya da deniz yolu gibi değildir.

Ama yapmadık, yapmıyoruz.

Türkiye’nin gelip yapmasını bekliyoruz.

Karayoları Dairesi’ne sabotaj yapılmış...

Şaka gibi..

Zaten biz yıllar önce orayı sabote etmiştik.

Somut olarak neye ne kadar zarar verildiği ortada yok.

Eski bir kapı kırılmış ve kullanılmadığı için belki de nerede oldukları dahi unutulmuş araçları anahtarları çalınmış.

Ve bunun adı da sabote olmuş..

Aslında bize iyilik yapılmış da farkında değiliz.

Adı kalmıştı, onu da ortadan kaldıralım da tamamen kurtulalım.