Çok da zor bir soru değil aslında.

Kısa ve öz cevaplanabilecek bir soru.

Ama yine de ben bu soru üzerine bir araba laf edeceğim.

Çünkü, soru basit ama konu öyle değil.

1983 yılında bir Cumhuriyet ilan ettik.

Aslında bu “devlet kurma” anlamındadır.

Ancak gel gör ki biz hala bu kısmı bile, yani başlangıç aşamasını bile aşabilmiş değiliz.

Orada takıldık ve kaldık.

Bir adım bile ilerleyemedik.

“KKTC devlet midir, değil midir..?” diye yerimizde saymaktayız.

Geleceğe olan kaygı beklentilerimizle değil, iç siyasi çekişmelerimizle bu duruma geldik.

İşin en acı veren kısmı da budur benim açımdan..!

Gereksiz bir tartışma ve zaman kaybı yaşadık.

Bugün de bunun bedelini ödemekteyiz.

Yollarımız bu yüzden bu halde, okullarımız da, hastanelerimiz de bu yüzden bu haldeler.

Taş üzerine taş koymadık, koymuyoruz.

Günlük tartışmalarla geleceği mahvettik.

Şimdi yine aynı konuda vites yükseltmeye hazırlanıyoruz.

Yıllarca tanıtma politikası yürütmedik.

Sadece “Yaşatma” politikası ile ilerledik.

Çünkü bir yandan muhatabınla federasyon görüşüp diğer yandan devletini tanıtma çabası ortaya koymak büyük bir çelişki olurdu.

Bunu yapmadık.

Masada olduğumuz sürece masanın ruhuna ters gelecek davranışlardan kaçındık.

Şimdi artık yeni politika ve önümüzde yeni bir seçenek var.

Bunca zamandır yaşattık, artık tanıtma zamanı geldi.

Kısır tartışmalardan vazgeçip geleceğe yönelmeliyiz.

Tanıtma elbette kolay değil.

Bu gerçeği kabul edelim.

Ama kabul etmemiz gereken bir diğer gerçek de, tanıtmanın federasyon temelli bir çözümden daha zor olmadığıdır.

Bunu da unutmamak gerek.

Son olarak, tanıtma işini sadece Türkiye’ye yüklemek olmaz.

Türkiye elbette bu konuda çok önemli işler yapacaktır.

Ama bizim de boş durmamamız gerek.

Bu konuda devlet kurumlarının devreye girmesi şart.

Yapabilecek çok şeyimiz var.

Yeter ki isteyelim..