Yıllar yılı söyleyip durduk, “parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığı esastır” diye.

Üç temel kuvvetin, Yasama, Yargı ve Yürütme’nin birbirinden ayrı olmasının öneminin altını çizdik, vurguladık.

Çoğumuz bu durumdan gurur da duydu ve övündü.

Sonra bir de baktık ki ortada övüneceğimiz bir durum yokmuş.

Ülkemizde her şey birbirine karışmış.

Allem gallem olmuş yani..!

Bu ülkede ne yazık ki yargıyı siyasete karıştırmak isteyenler var.

Bunun için her yolu deniyorlar.

Siyasi konuları sürekli bir şekilde yargının önüne taşıyarak kararlar aldırıyorlar.

Neredeyse meclisten geçen her yasa ya yargıya taşınıyor, ya da taşınma hazırlıkları yapılıyor.

“Meclis de Anayasa’ya uygun yasa yapsın” demek işi çözmüyor.

Elbette bu ülkede yapılan her yasa Anayasa’ya uygun olmalıdır.

Buna bir itirazım olmayacağı gibi sonuna kadar da desteklerim.

Sorun zaten burada değil.

Sorun, yanlışların yargı yolu ile düzeltilmeye çalışılması.

Yapılan yasalarda eğer bir yanlışlık varsa bunun düzeltilme yeri yine meclis olmalıdır.

Yasamanın görevini yargıya yüklemenin kimseye faydası olmaz.

Sadece yargının yükünü artırır.

Zaten dünya kadar dava ile uğraşan yargının önüne siyasetin görevlerini de taşımak bana göre büyük bir yanlıştır.

Yargı elbette önüne getirilen konularda bir karar verecektir.

Bu kararları eleştirme hakkı herkeste var.

Ama öncesinde siyasi konuların son dönemde neden sürekli bir şekilde yargı önüne getirildiğini bir sorgulayalım.

“Meclis yanlış yasa yapıyor” söylemi bu davranışı haklı çıkarmaz.

Sadece meclisin işini eksik yaptığını anlatır.

Demek ki önce meclis işini doğru yapmalı.

Yasa tasarıları genel kurula gelmeden önce ilgili komitede eksiksiz ele alınmalı.

Konunun tüm tarafları çalışmalara dahil olmalı.

Ardından da genel kurulda işi şova dökmeden görüşmeler, tartışmalar yapılmalı.

Görüşme sürerken sokağa çıkmanın ya da sokağa çağrılar yapmanın ülkeyi kaosa sürüklemek dışında bir işlevi olmaz.

Kaos şu an ihtiyacımız olan en son şey bile değil.

Yargının işi zaten başından aşkın.

Bırakalım onlar işlerini yapsınlar.

Yasama da yürütme de kendi işini yapsın.

Bırakalım kuvvetler ayrı kalsın.