Bugüne kadar neler görmedik ki..?

Okullarımız nelere sahne olmadı ki..?

Ne grevler ne eylem yapıldı bugüne kadar.

Eylemlere taşınan çocukları da gördük..!

Cumhurbaşkanı Tatar’ın okullara başlattığı ziyaretler çok konuşulmaya başlandı.

Cumhurbaşkanı’nı okullarda siyaset yapmakla suçlayan da oldu, “o yapıyorsa biz de yapalım” diyenler de.

Bu iki görüş tamamen apayrı uçlarda.

Şimdi madem ki bu konuyu tartışmaya başladık, yazının giriş kısmındaki yaşanmışlıklarımızı da bir kenara bırakamayız.

Özellikle Annan Planı döneminde okullarımız resmen siyast arenasına dönmüştü.

Sabah mesai gibi başlayan grevler ve okullar boşaltılarak miting meydanlarına taşınan öğrenciler.

Herhalde bu durumu siyaset dışı sayan yoktur.

Diğer yandan ülkede yaşanan siyasi gelişmelere müdahil olan eğitim sendikalarının aldığı grev kararları ile saatlerce ders kaybı yaşayan çocuklar.

Tüm bunları yaşayan bir ülkede eğer Cumhurbaşkanı’nın okul ziyaretlerini “siyaset yapmak” olarak görüp eleştireceksek, diğer tüm saydıklarımızı da aynı kefeye koymalıyız.

Bu işin bir yönü.

Diğer yandan, “o yapıyorsa ben de yaparım” diyenler var.

Onların durumu çok vahim.

Çünkü eğer Cumhurbaşkanı’nın yaptığı yanlışsa, bu yanlışı çoğaltmak isteği anlaşılır gibi değil.

Önce yapılan şeyin doğru olup olmadığına karar verelim.

Bunu yaparken de etrafımıza bakalım.

Etrafımız derken, başka ülkeleri kastetmekteyim.

Mesela hemen yan komşumuz Güney Kıbrıs’a bakalım.

Orada Cumhurbaşkanı okullara gitmiyor mu..?

Eğer gidiyorsa, çocuklarla konuşmuyor mu..?

Eğer konuşuyoırsa acaba nelerden bahsediyorlar..?

Bunların cevabını ben yazmayacağım.

Çünkü zaten hepimiz net yanıtları bilmekteyiz.

Klavyemin tuşlarına yazık..

Onlar yapıyor biz de yapalım demiyorum.

Demek istediğim, eğer bir şeyi tartışacaksak tüm yönleriyle tartışmalıyız.

İşimize geleni alıp, işimize gelmeyeni almazsak bu bizi doğruya götürmez.

Herşeyi mutlaka doğru ile kıyaslamalıyız.

Yanlış ile yaptığımız kıyas bizi sadece ve sadece yanlışa sürükler.

Ez cümle benim bu konudaki görüşüm, okullarda siyasetin olması gerektiğidir.

Ama okul bünyesinde ve kontrolünde.

Tamamen yasaklamak yerine bu yapılmalıdır.

Nasıl ki uzun yıllar bir tabu olarak görülen cinsel eğitim bugün artık çocuklara müfredat dahilinde veriliyorsa, siyaset de böyle olmalıdır.

Yoksa, yasak ile doğacak olan boşluk kontrolsüz bir şekilde dolacaktır, doldurulacaktır.

Cumhurbaşkanı bir başlangıç yapmış oldu.

Diğer ülke siyasetçilerinin de gitmesinde bir sakınca olmaz kanımca.

Yeter ki dozunu kaçırmayalım, abartmayalım.

Çünkü sonuçta siyaset hala doğru dürüst yapabildiğimiz bir şey değil..

Belki gençler bunu görür de onlar düzeltirler.

Çünkü başka türlü bu işin düzeleceği yok..!