Dünyadaki örneklere uzanmaya gerek yok sanırım.

Tüm dünyada özel yayıncılık, özel tv kanalları patronaj sistemiyle yönetilen bir yapıdadır.

Tıpkı bizde olduğu gibi.

Bizde de özel medya tamamen sahibinin yönettiği ticari bir yapıdır.

Özel medya oldukça pahalı bir iştir.

Bu nedenle de büyük sermaye sahipleri tarafından yürütülebilmektedir.

Bu durum ABD’de de aynıdır, Avrupa’da da aynıdır, dünyanın geriye kalanında da farklı değildir.

Patron, çıkarları doğrultusunda bir yatırım yapar.

Yayın politikasını da patronun çıkarları belirler doğal olarak.

“Özgür Basın” diye bir yapı yoktur.

Kendisini özgür zanneden vardır.

Ya da kendisini özgür gibi gösterenler vardır.

Hele de bizimki gibi küçük bir ülkede.

Hepimiz birbirimizi iyi biliriz.

O nedenle de kimse parmağının arkasına saklanmasın.

Çünkü saklanamaz.

Takke düşer ve kel görünür.

Son günlerde bir bardak suda fırtınalar kopartılmaya çalışılıyor.

Yıllar önce başlatılan bir yanlış düzeltilince olanlar oldu.

Ülkemizdeki tv kanallarının kullandıkları uydu sistemi olan TURKSAT’a olan parasal yükümlülüklerini devlet üstlenmekteydi.

Ki bu son derece anlaşılmaz bir uygulamaydı.

Özel medya patronlarının işletme masraflarının devlet tarafından ödenmesi kadar tuhaf bir duru olamaz.

Yeri geldiğinde “özgür basın” etiketini kullananların devlete bu açıdan bağımlı olmayı kabul etmeleri anlaşılır bir durum değildir.

Ekonomide temel kuraldır; “parasını verdiğini yönetirsin”...

Neyse ki bu durum yılbaşından bu yana sona erdi.

Tv kanalları artık uydu masraflarını kendileri ödeyecek.

Belki de böylece özel tv kuruluşları da hak ettikleri değeri patronlarından görürler.

Ülkemizdeki özel tv yayıncılığına gereken değer verilir, gerekli yatırım yapılır.

Alınan son kararlar sadece bir tv kanalı uydu yayınlarını sonlandırmak zorunda kaldı.

Maddi gerekçelerle bu karar alındı.

Şimdi önlerinde iki seçenek var.

Ya gerekli kaynağı yaratıp yeniden uyduda yer alacaklar, ya da uydu sevdasından vazgeçip teknolojinin sağladığı imkanlarla farklı platformlar aracılığıyla izleyicilere ulaşacaklar.

Karar kendilerinin...

Bakalım hangi yolu seçecekler..