Herkes ciddi derecede bir panik havasında…

Koltuk sallansa, acaba deprem mi oluyor diye endişe içindeyiz…

Yaşadığımız üzücü olay, psikolojimizi, ruh halimizi derinden etkiledi…

Uzun müddet de etkisinden çıkamayacağımız kesin yitirilen canlarımızın…

Psikolojik olarak bu denli çöküntüdeyken, Türkiye’deki profesörler Deprem’in yeni yerini Kıbrıs olarak işaret etti…

6,4 büyüklüğündeki yeni bir depremin de hissedilişi; korkularımızı önemli ölçüde artırdı…

Belediyeler tarafından, olası bir deprem durumunda, toplanılacak yerler de açıklanmaya başlandı…

Uzun zamandır  kullanıma uygun olmayan, tamiratı çok önceden yapılması gereken  okul binalarında da seferberlik başlatıldı…

Peki neler oluyor?

Olası bir deprem olabileceğini biliyoruz…

Ancak yetkili kişilerin, uzman kişilerle birlikte, halkı bilgilendirmesi gerekiyor…

Açıklamalar Türkiye’deki uzmanların yaptığı gibiyse, ciddi bir durum söz konusu…

Diğer yandan da Yer Bilimcimiz Prof. Dr. Salih Saner, Kıbrıs’ın birinci derece deprem kuşağında olmadığından bahsediyor ve bir nebze içimize su serpiyor…

Buna ek olarak da, sorunlu zeminleri belirtiyor…

Bahsettiği sorunlu zeminlerden birinde, deprem nedeniyle çatlayan bir apartmanın videoları dolaşıyor sosyal medyada…

Nitekim halk; ciddi bir panik ve endişe içinde…

Detaylı bir şekilde, topluma açıklama yapılmalı…

Okul binaları “bütçe” yettiği derecede onarılabilecek diye açıklama yapılırken…

Olası bir arbedede hangi bütçe ve ekip ile yardımlar yapılabilecek?

Diğer taraftan, Türkiye’de depremden etkilenen binlerce insan, 90 günlük turist vizesiyle gelip, yardım talebinde bulunuyor…

Bu insanlara nasıl yardım edeceğiz?

Sorunlu zeminlerdeki binalar ile ilgili değerlendirmeler ne zaman yapılacak?

….

Hepimizin aklında onlarca soru var…

Bu soruların, yetkili kişilerce, “15 gün içinde binalar kontrol edilecek” şeklinde değil….

Neyi, nasıl, ne zaman, hangi bütçeyle yapılacağının belirtilerek, plan, program açık bir şekilde anlatılarak açıklama yapılması gerekiyor…

Kim, nerede, ne zaman, nasıl?

Tüm mesele bu…