Bu ülkede hakimlik yapmış bir hukukçunun seçme ve seçilme hakkına ilişkin temel yasa maddesinden haberdar olmadığını kim söylese inanmam.

Hele de bizim ülkede.

Ülkemizin hukukçularının son derece iyi yetişmiş ve donanımlı olduklarını hepimiz biliriz.

Özellikle de hakimlerimizin.

Bu göreve gelebilmek öyle kolay bir şey değildir.

Geleneksel bir yapı ile kontrol ve test edilirsiniz.

Bana göre bu son derece başarılı bir sistemdir.

Sadece hakim ve savcılarımız değil, avukatlarımız da böyledir.

Yani, hukuk camiamız son derece bilgili ve donanımlıdırlar.

Bu nedenle de bir yasadan haberdar olmadıkları olasılığını ben en baştan elerim.

Başlığın da anlattığı üzere bugünkü konumuz Tacan Reynar’ın adaylığı üzerine.

TDP’den ara seçim için aday olan Reynar’ın adaylığı yapılan itiraz üzerine YSK tarafından düşürüldü.

Gerekçe de Reynar’ın son 3 yıl KKTC’de ikamet etmemiş olması.

Gerçekten de öyledir.

Ve bu Sayın Reynar da bilmektedir.

Aynı yasadaki hükmü bildiği gibi.

Peki neden aday oldu..?

“Kimse farketmez aradan sıyrılırım” diye düşündüğünü zannetmiyorum.

Yasayı da çok iyi bildiğne göre neden aday oldu o zaman..?

Benim bu konudaki tahminim kendisine yaratmak istediği pozisyonla ilgilidir.

Ben dahil bir çok insan Reynar’ın milletvekilliği adaylığını şaşkınlıkla karşıladık.

Çünkü Cumhurbaşkanı adaylığına daha yakın gibiydi sanki.

Yani, 2025’teki seçime.

Ama o çıktı ve tek sandalyeli bir seçime aday oluverdi.

Sonra da adaylığı düşürüldü.

Tam da beklediği gibi oldu.

Reynar kendisi açısından son derece ince bir taktik strateji belirlemiş gibi görünmekte.

Milletvekilliği adaylığının düşürülmesi kamuoyunda mutlaka bir enerji yaratacaktır.

Üzerine tesis edilecek siyaset ile 2025’te çok farklı durumlar elde edilebilir.

Bendeki intiba bu yönde..

Bakalım zaman ne gösterecek..