Yolsuzluk algısı raporuna baktım.

Medyaya servis edilen kısımlarına elbette.

KKTC’nin dünya sıralamasında nerede olduğu değil.

Yolsuzluğun hangi alanda yoğunlaştığı da değil.

Garip bir detay ilgi çekiyor raporda.

İşadamlarının %76’sı rüşveti sorun olarak görüyormuş.

Ama ayni işadamlarının %41’i rüşvet verdim demiş.

Yani genelleme ile yola çıkarsak.

Şikayet edenlerin yarıdan fazlası rüşvet vermiş.

Hem şikayet etmişler, hem de rüşvete bulaşmışlar.

Bu durum neyin göstergesi acaba?

Neye işaret ediyor?

*****

Bu ciddi bir ikilem.

E mecbur oldular rüşvet verdiler denilebilir.

Sistem zorluyor yoksa batarlardı da denilebilir.

Veya iş hayatlarına devam etmek için yaptılar da diyebiliriz.

Kanaatim hepsi hatalı tespit olur.

Madem rüşvete karşısın direneceksin.

Madem rüşvetten şikayetçisin vermeyeceksin.

Ha, ama batardım yoksa mı diyorsun!

Tamam da o zaman batmamak için rüşvet ne demek?

Menfaate uygun davranmak demek değil midir?

Yani çıkar için rüşvetse rüşvet abisi demek olmuyor mu?

Bence öyle.

Bu yüzden ankete katılanları dürüst bulmuyorum.

Ekonomik faydacılar olarak nitelendiriyorum.

*****

Elbette bu çifte standart tutum tam bizlik.

Tam KKTC.

Arkadan sövüp, önden sırt sıvazlamak.

Perdede rüşvetçi diye suçlamak.

Sahnede ne dürüstsün diye övgü dizmek.

Maalesef bu riyakar tutum ciğerimize işlemiş.

Bu yüzden anketi yapanlara geçmiş olsun.

Siz siz olunuz KKTC’de anket yapmayınız.

Burada söylenen her zaman başkadır.

Yapılan başka.

Karanlıkta fısıldanan başkadır.

Yüksek sesle ifade edilense bambaşka.

Bizim tek yüzümüz yok çünkü.

Öyle ikiyüzlü filan bile değiliz.

Çokyüzlü varlıklarız vesselam.