Kulağa ne hoş geliyor; “seçilmiş insan”.

Düşünsenize onca insan arasından seçilmek…

Bu ayrıcalık değil de nedir?

Diğer her insan bir yana, siz bir yana.

Belli ki çok özelsiniz!

Peki kime ya da neye göre?

Elbette duruma ve olaya göre…

 

Şimdi size baş etmekte hepimizin çok zorlanacağı, büyük bir acı üzerinden sağlam bir teselli sunmaya çalışacağım.

Örnek; amansız ve zamansız bir hastalık!

Bunu yazarken ben de dilimi ısırıyorum ve tıpkı sizin gibi içim ürperiyor.

Böyle bir durumda, olası isyan cümlelerimizde en çok neyi tekrar ederiz?

“Neden ben?”

Çünkü, seçilmiş olanız!

 

Biliyoruz ki yaşam içerisinde doğumlar kadar ölümler de olağan ve bu ölümler aniden karşımıza çıkabileceği gibi yavaş yavaş bir hastalıkla da hayatımıza girebilir.

Ne yazık, bununla gücümüz yettiğince mücadele etsek de, bu savaşı kazanıp kazanamayacağımıza karar verecek taraf biz değiliz…

 

Diğer yandan hepimiz ölümlüyüz!

Bu da demek oluyor ki bu acı, zamanı geldiğinde hepimizin çekeceği bir acı.

Peki o zaman bu talihsiz talihli, hangimiz olsun?

En güçlü olanımız mı, yoksa en zayıf olanımız mı?

Her ikisi de…

Çünkü yaratıcı, bahsedildiği gibi adil biriyse bu hususta tamamen serpiştirme yapmalı.

Zengin/fakir, genç/yaşlı, kadın/erkek, kimseli/kimsesiz, iyi/kötü v.b. ...

 

Tam da burada, konuya olan bakış açımı size anlatmamda bana yardımcı olacak güzel bir filmden bahsedeceğim. “Alacakaranlık Kuşağı” adlı kült televizyon dizisinin bir bölümünden esinlenerek yaratılan 1998 yapımı, dram/bilim kurgu karışımı bir filmi olan: “Truman Show”. Jim Carrey’nin başrol oyuncusu olduğu bu etkileyici film Andrew Niccol tarafından yazılmış ve Peter Weir tarafından yönetilmişti.

 

Spoiler vermeden size şu kadarını söylemeliyim ki; yaratıcı güç üzerimizde oynadığı küçük oyunlara vereceğimiz tepkileri izliyor. Üstelik bizi izleyen tek kişi o da değil, herkes bizi takip ediyor.

Bu açıdan hayatımızdaki olaylara verdiğimiz tepkiler ve aldığımız kararlar büyük önem arz ediyor.

Bahse konu sebepten seçilen kişi herkimse kendinden sonra aynı ya da benzer olaylarla karşılaşacak kişiler için örnek teşkil ediyor.

Sorumluluğu büyük.

İşte tam da bu nedenle ayrıcalıklı ve diğer insandan farklı olarak “seçildi”!

 

Tıpkı Truman gibi…

Senin gibi…