İlkokul yıllarımda Türkçe derslerinde kullanılan yöntemler hala aklımdadır.

Bu da, o yöntemlerin başarılı olduğunu gösterir.

Hala unutmadığıma göre.

Neydi bu yöntemler..?

Öğrendiğimiz kelimeyi bir cümlede kullanmak.

Mesela, “şapka” kelimesini öğrenmişsek, onun geçtiği cümleler kurardık.

Bir diğer yöntem ise zıt anlamlılarını bulmaktı.

“sevinmek” kelimesini öğrenmişsek, onun zıttı olan “üzülmek” kelimesini de öğrenirdik.

Hala çok işime yarar.

Bu kadar nostalji yeter.

Girişi fazla uzatmadan esas meseleye geçelim.

Çok garip bir gün yaşadık.

Elektrikler kesildi.

Bunda garip olan bir durum yok.

Elektrik bizde hep kesilir.

Ama bu seferki farklıydı.

Nedenine ilişkin farklı iddialar ortaya atıldı.

Yönetim sisteme dışarıdan müdahale edildiğini açıkladı.

Yani sabotaj.

Ama bunu ispat edemedi.

Sendika ise arızaların hep olduğunu söylerken, bu sefer arızalara giderilmesi yönünde müdahale etmediklerini açıkladı.

Grevleri bakanlar kurulu kararı ile 60 gün ertelenen sendikalı çalışanlar bu sefer de “sivil itaatsizlik” uygulamış.

Ve kendilerine verilen görevi yapmamışlar.

Nedeni, haklılığı ya da haksızlığı başka bir güne kalsın.

Çünkü belli ki bu konuyu daha çok konuşacağız.

Bugün “sivil itaatsizlik” tamlamasına bakalım.

Nedir bu “sivil itaatsizlik”..?

Anlamını bulalım.

Bir cümlede kullanalım.

En sonda da zıt anlamlısı ile bitirelim.

“Yasaların ya da hükûmet politikasının değiştirilmesini hedefleyen, kamuoyu önünde icra edilen(aleni), şiddete dayanmayan, vicdani ancak yasal olmayan politik bir eylemdir. Bireysel bir tutum şeklinde olabileceği gibi zamanla toplumsal karakter de gösterebilir.”

Google’a sordum, böyle dedi.

“yasal olmayan politik bir eylemdir” deyince tekrar sordum.

Bu sefer “sivil itaatsizlik yasal mıdır” diye.

O da bana “Hukuk devleti idesinin içerdiği üstün değerler uğruna, kamuya açık ve yasaya aykırı olarak gerçekleştirilen, bu sırada üçüncü kişilerin hakkını çiğnemeyen, barışçıl bir protesto eylemidir. Sivil itaatsizlik haksız bir uygulamaya karşı bütün yasal yollar denendikten sonra girişilen “yasa dışı” bir eylemdir” dedi.

Yasa dışı olduğunda ısrar etti.

Ama bu sefer “barışçıl” bir protesto olduğunu söyledi.

Ve ekledi: “bütün yasal yollar denendikten sonra girişilen yasa dışı bir eylemdir.”

Ama ben en fazla “üçüncü kişilerin hakkını çiğnemeyen” ifadesine takıldım.

Onun da altını ayrıca çizeyim .

Anlamına ilişkin araştırmayı şimdilik tamamlayıp zıt anlamlısına geçelim.

Burada ne yazık ki sonuçsuz kaldık.

Öyle bir ifade yok.

Ama davranış ve eylem biçimi var.

“yasalar çerçevesinde hareket etmek” mesela.

Ya da “yasaların emrettiği görevleri eksiksiz yerine getirmek” de olabilir.

Bunları ben uydurdum.

İsteyen beğenir, istemeyen beğenmez.

Sonuçta kimseye kendimi beğendirmek diye bir kaygım yok..!

Yazdıklarımdan rahatsız olanlar olmuş olabilir.

Buna da sevinirim.

Çünkü bu işimi doğru yaptığımı gösterir.

Neyse, uzatmayalım.

Elektrik emekçileri bir eylem yaptılar.

Adına da sivil ittatsizlik dediler.

Ve bununla da üçüncü kişileri mağdur ettiler.

Sanırım herşeyi anlattım...