Akıl tutulmasının “Türkiye karşıtlığına” yol açtığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde şimdi de “Külliye” tartışması yaşanıyor. Bugün Kıbrıs Türk Haber dışında tam 5 gazete külliyenin yapımına karşı açıklamaları manşetlerinden verdiler.

İyi de sadece Cumhurbaşkanı için yeni bir bina inşa edilmiyor ki! Cumhuriyet Meclisi için de yeni bir alan inşa ediliyor. İçerisinde aktivite alanları, engelli ve yaşlı bireylerin yararlanacağı yerler, çocuklar için oyun alanları ile modern bir eser kazandırılacak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne.

Ancak anlamakta gerçekten zorluk çektiğim bir yapı buna ısrarla karşı geliyor. “Çarşı her şeye karşı” mantığı ile külliyenin yapılmasına şiddetle karşılar.

Aynı güruh daha önce Acil Durum Hastanesi’nin de yapılmasına karşıydılar. Ama konu kendi sağlıkları olunca tıpış tıpış o hastaneye koştular.

Aynı güruh daha önce Türkiye’den su getirilmesine de karşıydılar. Ama su geldikten sonra evlerinde köpük banyoları yapmaktan da geri kalmadılar.

Bakın sevgili okurlar burada mesele külliye meselesi falan değildir. Bugün böylesine güzel bir esere karşı çıkanların beyinlerinin arkasında Türkiye Cumhuriyeti Düşmanlığı ve KKTC Düşmanlığı yatmaktadır.

Daha geçen hafta Rum Ordusu, ABD Ordusu ile Ada’nın Güneyinde tatbikat yaptı. Rumlar her geçen gün silahlanma bütçelerini arttırıp silaha para yatırıyorlar.

Rumlar bu kadar silahı kimin için alıyorlar?

Bunun cevabını her halde 5 yaşındaki küçük çocuk bile bilebilir. Ancak buradaki esas mesele “bugün Külliye yapılıyor diye karşı çıkanların Rumların çılgınca silahlanmasına dair tek bir kelime bile etmiyor olmalarıdır.”

Çıkıp Rum’un silahlanma çılgınlığına bir iki laf çakmış olsalar o zaman derim ki “yok ya bunların niyetleri tamamdır, abdesti tamam olanın namazı sorgulanmaz” misali o zaman kimse bu arkadaşlara Türkiye Cumhuriyeti düşmanı, KKTC düşmanı falan diyemez.

Ama gel görün ki bu arkadaşların esas niyetleri külliye falan değil. Bu arkadaşların esas niyetleri bu ülkeye yakışacak bir Cumhurbaşkanlığı binası ile Meclis binası falan değil.

Bu ülke bir yere gitmesin, kendi ayakları üzerinde durmasın. Güçlenmesin, kendiişlerini kendileri yapar hale gelmesin. Ne tuhaftır hem “KKTC kendi kararlarını kendi versin” diyen kesim ile bu kesim aynıdır.

Tabi bir de bitmek bilmeyen Erdoğan düşmanlığını da saymazsak olmaz her halde. Bu zavallılar sanıyorlar ki Erdoğan bir tek burada külliye inşa ediyor. Oysa şuan Dünya Lideri olarak gösterilen Cumhurbaşkanı Erdoğan başta Somali, Gana olmak üzere pek çok ülkede benzer inşaatları zaten yapıyor.

Uzun lafın kısası, bu arkadaşlar neye ve kime karşı olduklarının farkında değiller. Yapımı başlanan külliye bugün KKTC’ye değer katacak bir eserdir. Ve o eseri yaptıran da bir dünya lideridir.

 

MESAJLAR

Ersin TATAR: Ülkeye döner dönmez telefon trafiğine başlamışsınız ve yerel seçimler öncesi tüm bölgelerde nabzı tutmak için dostlarınızı tek tek aramışsınız.

Kudret ÖZERSAY: Yani erken seçim çağrısını başkası dile getirse anlayacağız. Ama sizin bu çağrınızı anlamakta güçlük çekiyoruz. Zaten zar zor barajı geçip meclise girdiniz, erken seçimde partinin ve sizin durum ne olacak?

Erhan ARIKLI: İlk başta sizin tehdit hafife alınsa da dün bu konuda ciddi olduğunuzu hükümet ortakları da idrak etmiş olacaklar ki dün akşamüzeri telefon trafiği hayli arttı. Neyse yüz yüze görüşmeye kaldı tüm olay.

Ali ŞAN OŞAN: Garajdaki makam arabası olayı ile kamuoyunda puanları topladınız. Ama sizden önceki maliye bakanlarının da hakkını yememek lazım. Ersin Beyden sonra gelenlerde kullanmadı, hatta Serdar bey belespit ile gelip gitti bakanlığa.

Ziya ÖZTÜRKLER: Tüm bakanlığın arşiv ve veri sistemini dijitalleştirmek için çalışma başlattığınızı memnuniyet ile öğrendik. Ama bu konu bitmeden sevinmek yok. Konunun takipçisi olacağız.

Erol ATAKAN: Geçenlerde Girne’de bir mekanda sizi 30 güzel bayanla yemekte tek başınıza görenler kıskançlıklarından çatır çatır çatlamışlar. Bir zeytin dalı alıp geliyorum ofisinize.

Ali TUNÇTAŞLI: Mahkemelerin avlusunda sizin arabaya bir yargıç arkadan çarpmış. Çok geçmiş olsun. Bu aralar anlaşılan sizde çok göze geldiniz. Aynı zeytin dalından size de gerekebilir.

Serhat AKPINAR: Hafta sonu Moldovya başta olmak üzere bölge ülkelerine ziyaretler gerçekleştirecekmişsiniz. Aman bölge fena halde karışık, lütfen dikkatli olun bu ziyaretlerinizde.

Sinan GÜNEŞ: Çok ünlü bir müteahhittin inşaatını geçenlerde kurallara uymadığı gerekçesi ile mühürlemişsiniz. Olayın duyulmasından sonra siyasiler telefonlarınızı susturmasa da geri adım atmamışsınız, tebrikler.

Ahmet Melih KARAVELİOĞLU: Kraliçe öldü, kral geldi ve sterlin baş aşağı gitti. Ne olacak bu kralın hali? Aman sterlinin hali. Bizimde aklımız karıştı sonunda.