1 Mayıs’ı geride braktık.

Kimisi işçinin bayramı, kimisi emeğin bayramı, kimisi ise bahar bayramı olarak kutladı.

Hiçbir şeyi kutlamayıp resmi tatil ve aybaşı olması fırsat bilip mangal yakanlar ise çoğunluktaydı.

İşte tam da böylesi bir ortamda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy, asgari ücret konusunda açıklamada bulundu ve yeni asgari ücretin 14 bin 800 TL olması gerektiğini söyledi.

Taçoy aynı zamanda yeni asgari ücretin Mayıs’ta yani bu ay içerisinde belirlenmesi gereğini de dile getirdi.

Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu ise geçtiğimiz hafta içerisinde önce kamudaki maaşlara uygulanan eşel mobilin, yani hayat pahalılığının 6 ayda bir değil de, 3 ayda bir verilmesi gerektiğini söylemişti.

Amcaoğlu daha sonra da bunun için yasal düzenleme yapıldığını paylaşmıştı.

İşte tam bu noktada her iki bakanın açıklamalarını yan yana getirdik.

Bir tarafta kamu çalışanlarının maaşları diğer yanda ise özel sektör çalışanlarının maaşları.

Her iki kesimin maaşlarına yapılacak artışa ilişkin iki resmi açıklama.

Bir tanesi gayet net: Kamu maaşlarına her üç ayda bir hayat pahalılığı oranında artış.

Diğeri ise yoruma açık: Asgari ücretin belirlenip belirlenmeyeceği de belirlenmesi halinde ise bunun ne oranda olacağı belli değil.

Pazarlığa açık.

Bu noktada ülkemizin acı bir gerçeği ile yüzleşmekteyiz.

Kamu ile özel sektör arasındaki dengesizlik, uçurum..

Daha doğrusu adaletsizlik.

Ne yazık ki..

Ülkemizi öncelikle bu sosyal adaletsizlikten kurtarmalıyız.

Kamu çalışanları yasa gereği KKTC vatandaşı olmak zorunda.

Ama özelde böyle bir şart yok.

Çalışma izni ile ya da başka yollarla özel sektörde çalışan çok sayıda vatandaş olmayan insan var.

Ve ne yazık ki bu durum asgari ücretin KKTC insanına değil de yabancılara hitap ettiği, bu nedenle de çok fazla önemli olmadığı şeklinde çok yanlış bir kanı var.

Bunu değiştirmeliyiz.

Ülkedeki sosyal adaleti sağlamalıyız.

İş barışı adına bu şart..!

İş barışının olmadığı bir ülkede iç barış da olmaz.

İç barış olmayınca da diğer sorunların çözümü için ihtiyacımız olan uzlaşıya varamayız.

Döner dururuz..