SURİYE AÇILIMI
2022’nin son günlerinde Rusya-Türkiye-Suriye arasında Moskova’da her üç ülkenin savunma bakanları ve istihbarat yetkilileri arasında yapılan görüşmelerin analizi “Suriye Açılımı” başlığı altında incelemekte, Orta Doğu coğrafyası açısından ve doğru diplomasi açısından yararlı ve güncel bir değerlendirme olarak görmekteyim.
Suriye’de meydana gelen ve devam eden iç savaştan sonra (bazıları iç çatışma diye tanımlıyor, ancak bana göre bu bir iç çatışma boyutunu çoktan aşmış ve bölgeyi de etkileyen, tehdit eden iç/dış savaş haline gelmiştir) yani 11 yıldan sonra gerçekleştirilen önemli diplomatik bir temas ve sürecin başlangıcı diye düşünüyorum.
Suriye çok karmaşık bir denklem ve petrol rezevrleri nedeniyle de süper güçlerin fiili ilgi odağı konumundadır.
Tabii burada ilgili çıkar odakları ve aktörler kendi çıkarlarına hizmet edecek piyon mekanizmalarını ve suç örgütlerini klasik politikaları gereği kullanmaktadırlar.
Onlar için varsa yoksa kendi emperyal emelleri ve menfaatleridir.
Bu uğurda 1 damla petrol 1000 damla kandan daha makul anlayışını gayrı insani bir şekilde tercih etmektedirler.
Parolaları ise “ölen ölür/ölsün, kalan sağlar bize ölünceye kadar hizmet etmeye, maşamız olmaya devam etsin” zihniyeti üzerine kurulmuştur.
İşte bu coğrafyanın bitmeyen senfoni gibi, kronikleşmiş problem sahalarının temel kaynağı da, bu ilişkiler ağı üzerine inşa edilmiştir.
Bitmeyen terör belası, güven ve huzurdan yoksun bir ortam, istikrarsız bir yapı ile tehdit altındaki toprak bütünlüğü, siyasi yapının da esas nedeni, yine aynı problem sahası üzerine, uzaklardan gelen bu yabancı güçler tarafından inşa edilmiştir.
Askeri çözümler ve tek yanlı müdahaleler de uluslararası önemli bir sorun haline gelen bu durumu ortadan kaldırmaya yetmiyor.
Sadece askeri seçenekler ile sorunu çözmek de yetmiyor.
Kalıcı ve nihai olmak için etkin diplomasi argümanlarını müşterek bir anlayış içerisinde kullanmak gerekmektedir.
İşte bu noktada uzun bir aradan sonra başlatılan diyalog ve müzakereler çok anlamlıdır.
Yakın gelecekte Türk-Rus-Suriyeli üst düzey görüşmelerde devam edecek ve daha anlamlı bir noktaya taşınması için taraflar ciddi çaba göstereceklerdir.
Doğru teşhis de doğru tedavi de budur.
Var olan sorunların çözümlenmesi noktasında da tarafların ve taraf dışı olanların da yararına ve genel güvenliklerine katkı sağlayacak bir çerçeve olacaktır. 
Türkiye’nin milli güvenliği, sınırlarının güvenliği ve yanıbaşında bir terör devletinin oluşumunun önlenmesi için kararlı bir şekilde mücadele ettiğini görüyoruz.
Ortak payda ve amaç için ortak akıl ile (ki bunun adına Suriye açılımı diyebiliriz) bölgesel dengelerin ve istikrarın yeniden tesis edilmesi ihtimal dahilinde olabilecektir.
Türkiye kendisi açısından sınır güvenliği, PKK terör örgütü ve onun uzantılarına karşı somut adım atılması, mültecilerin geri dönüşünün güvence altına alınması konusunu devamlı olarak dile getirmektedir.
Suriye Açılımı’nın topyekün halli esas olandır.
Yani, Suriye muhaliflerinin de tedirginliklerinin giderilmesi ve muhalifler ile rejim arasında bir ara çözüm ile bütünlüklü bir yapı içerisinde ele alınıp sonuçlandırılması ortada kalması yüksek ihtimalli olan ve ilerde risk teşkil edebilecek konu ve unsurların da paket çözüm anlayışı içerisinde sağlam parametreler ile garanti altına alınması Suriye açılımının başarı şansını artıracaktır.
Gelişmeleri sahadan da dikkatli bir şekilde izleyip değerlendirmeye devam edeceğim.
Şimdilik hoşçakalınız..
Esenlikler dilerim...