Belediye seçimleri ile başlayıp, deprem de yaşanan trajediyle ortaya çıkan okulların ve binalarımızın yapısal durumları, deprem bölgesine yapılacak konteynır kent için maaş kesintisi kararı derken toplum olarak büyük bir travmanın eşiğinde mücadele veriyoruz.,

Gereksiz gündemlerle toplumun dinamikleri ile oynamak tamamen manipülatif hareketten başka bir şey değildir.

Ekonomik çalkantı ile mücadele etmekten yorulmuş, kendi ve çocuğunun geleceğinden endişe eden bunun için sürekli bir tedirginlik yaşarken birde iş bilmez siyasi iradenin tamamen teslim bayrağını çekerek karar mekanizmasını Türkiye Hükümetinin inisiyatifine bırakması daha da inancımızın kırılmasına neden oluyor.

Şu gerçeğe inanmayı artık kabul ettik.

Biz toplum olarak üretemeyen, kendi kendine yetemeyen, ürettiğini satamayan, kendini idare edemeyen, bizim yerimize karar verilmesi gerçeğini tüm siyasilerin el birliği ile kabul ettik.

Çünkü sanayi holdingden başlayıp, atletinden çorabına, portakalından patatesine, tütününden hellimine kısacası kendine yeten bir ekonomiden İran, Rus, İsrail menşeli inşaat yatırımcısına ve hibelerle ayakta durmaya çalışan bir ekonomik yapıya dönüştürüldük.

Bu da yetmezmiş gibi yaşam şeklimiz ve eğitim sistemimiz tamamen bizim tasarrufumuzdan çıkmaya başladı.

Türkiye’de yaşanacak olan seçim süreci tabi ki bizi yakından ilgilendirir ama şu gerçeği de unutmamak koşulu ile KKTC bağımsız bir hukuk devletidir.

Kendine ait bir hukuk sistemi, kendine ait bir eğitim politikası, kendine ait bir demografik yapısı vardır. Buda şu anlama geliyor ülke içerisinde yasama yürütme ve yargı tam bağımsızdır.  

Ne telkin nede icazetle yönetilebilir.

Ama…

İşte tüm sorun buradan sonra başlıyor.

Doğa boşluk kabul etmez sözünde olduğu gibi Yönetimler de boşluk kabul etmez.

Şayet teslimiyetçi ya da başıboş tutumlar ile yönetemediğiniz yapıları sizin yerinize yönetecek yapılar ve yönetimler ortaya çıkar. İpin ucu bir kere kaçtı mı artık tüm sistem elinizin içerisinden kayıp gider.

Bizde işte olan da tam bu artık ipin ucu kaçmış durumda. Tünelin ucundaki ışık gözükmüyor.

Havaalanı yapılır müteahhit gider,

Mazot alacaz fırtına çıkar,

Hastane yapacaz paramız biter,

Okul yapacaz maaş kesilir,

Gel de kızma, biz ne yaptık kendimize diye.